Duruşma Şiiri - İlyas Kırlı

sur gibi bakışlarım mahkeme duvarında
cinayetim asılı sanki
ipekten örülü bir ipe,
bir ozanın son saati olsa gerek
hakim önünde teline vuramadığı sazı,
bu saatten sonra saza,söze ne gerek
yılmışlığın entarisini giymiş sanık,çekilmez gayrı nazı,
tedariksiz bir intihar sayılır
gözlerimdeki alemci kırpmalar,
kelepçeli bir esaretle ayılır
diz bağlarımda çözülü tepinen çırpmalar
ve başlar zinciri boğazıma geçmiş
------------sevda sorgusu
kapı kapandı sağır bir direnişe
tüm soğuk sandalyeler ısındı sahitliğe,
al yakalı hakim ferman için kürsüde
derman emen sanık sol yanımda
------lokman hekime inat

bir tuhaf hikaye dillere sürtüne sürtüne
peltek savurganlık veriyordu,
acayip bakışlı tanıklar başlarını örtüne örtüne
parmak ucunda bana eriyordu
.......

kalk dedi hakim- kalk!
dudak bükümü bir mahkumiyet sanığına,
ipim dilimin ucunda,suskunluğum sarkık
aşkı senmi katlettin dedi -utanarak bak şu tanığına!
baktım....baktım!
nasılda mahrem yüz hatları varmış
çirkini mübtela kılsalar hücreme
çekerdim ömür boyu....aşk için,
şimdi bir çuval palavra önümde
bir inek gibi yedim bende
yedim kumral bakışlarının altında
kimi ürkek,kimi tiksine tiksine,
alem haram içinde sevdaya helal kımışken
ben günahımı tövbelerde sindirdim aksine,
söz zaafıma tekerlek oldu sanırım
savunma ister hakim bey benden,
ben bu ucube kahyalığı neyleyim
ben bu mantar bitimi sevdayı
hangi dağa toprak edip zan eyleyim,
lafa katliam gerekmez hakim bey! dedim
bukelamun yaratılışı var bu mızıkçılığın,
ben en mız-mız yanlarımı
ana kucağında bıraktım hakim bey! dedim
........
suça telafi aramaksızın
dimdik ayakta bahtiyarlığım,
ve buhran kemirgenliğinde cezam varsa
fare yolunda iz yapsın ihtiyarlığım
....
söz yapışkan koltuklu, iri bakışlı
gardiyanımda;
en az on yıl dedi hakim bey
en az on yılmış....
çekerim dedim hakim bey
şunun şurası iki beton yığınında
çürümeye layık cılız bir bedenim var zaten
yalpalayan yanlarım bu davacımdır hakim bey
.....
hakimin gözlüklerinden fırlayan misketleri
düşecek sandım tokmağının üstüne,
sen dedim hakim bey: hiç aşık oldun mu?
zevzeklik etme bir bak dedi püstüne
devşirdim hıncımı dişlerime gıcırtılı kin vererek
aşkı bilmeden aşkı nasıl astıracaksın hakim bey dedim,
tokmağı beynime indirdi sanki; yüreğime davacım
neden avukat tutmadın dedi!
işte dedim hakim bey!
saçları al yanağına eşarp etmiş
gözleri mavilerden buza bezenmiş
................size bakıyor dedim
olurmu o senin davacın dedi hakim bey
yanındaki duran krantuvaletli dedim
burjuvalı bir toz-pembeliktir kendisi,
derler ya hakim bey!
paranın satın alamayacağı şey yoktur
aşkı bile satın aldı bu devir
.......
evet hakim bey
ben suçluyum,cebimde lira desen yok
on yıl demiştin; kabul
lakin ziyaretçi falan istemem
bu duruşma fazla uzamamalı
hadi girin koluma askerler
hücrem beklemesin soğuk betonlarıyla
ısınacak aşklar var daha