Bu gün duruşmam var.
Taşmak istiyorum artık kabuğumdan.
Lakin son damla kararsız,
Taşsam mı, taşmasam mı telaşında
O da haklı, yaşacak kabın sınırı yok ki.
Böyle de olur yaşamak desem,
Olmuyor ki.
Nasıl olsun? Testi çatlamış.
Her taraftan sızıyor sevgi, şefkat, nefret,
Birlikte sızıyor iyi ve kötü.
Halbu ki saf olmalıydı testinin içi,
Ya iyi, ya da kötü.
Ben. Aradığım bu olsa gerek,
Bazen sessiz sedasız, bazen hırçın, öfkeli.
Yollar labirent oluveriyor tam bulacakken,
Çıkabilirsen çık.
Pastadan bir ev yok ki yolun sonunda hemen bulayım,
Alın yazım, hayal kırıklığım, ümitsizliğim var.
Belki de bu yüzden bulamıyorum.
Neleri sevmezdim,
Neleri düşlemezdim kimbilir tozpembe çağlarımda,
Gençliğimdi o, en güzel yıllarımdı.
Yalnız acıyı bilmezdim o sıralar,
Ya şimdi?
Haydi koş hayalden hayale,
Haydi koş çiçekten çiçeğe,
Haydi koş bu bağ senin, bu bağ benim,
Haydi koş, koşabilirsen.
Şimdi, sessiz sedasız yüreğim,
Kendi halinde, yapayalnız.
Ne bir heyecan, ne bir özlem.
Söylesem mi? Söylemesem mi?
Kime derdini dökecek benliğim?
Ve dahası kim dinleyecek?
Boş vermek geliyor bazen içimden her şeye,
Boş vermesem de değişecek değilya renklerim,
Kara, bahtımın,
Sarı, benzimin,
Ak, saçlarımın rengi.
Lakin tozpembe, hala rüyalarımın rengi.
O da olmasa...
Ömer GENÇOĞLU,
13.04.1989, Elazığ.
Ömer GençoğluKayıt Tarihi : 9.12.2011 22:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!