Durum Beyanı Şiiri - Mehmet Yaş

Sinop bilmem ne Başmühendisliği,
Sinesinde saklar her azizliği..
Varsa bu sözlerin bir densizliği,
İadesi bire üç, helal olsun.

Harun Bey’e asla ermez akıl-sır,
Birini çarpmaya daima hazır..
Hasan bey, Nâmi bey koltuğa nazır,
Kemal’i onlardan seç helal olsun.

Aygen’in elinde oya’sı, tığ’ı,
Nahide’nin kozu ruj’u, rastığı,
Bircan’ın bilinmez kime çattığı,
Nermin’in forsundan geç helal olsun.

Halit bey’i merak edersen eğer,
Şehir Kulübü’ne yeni transfer..
Her sala’da Kel “Acaba o mu? ” der,
Azrail’e böyle koç helal olsun.

Davut arazi’ye veda edeli,
Romatizmaları geçti temelli..
Değinme Veysel’e bir garip hali,
Hala Amasya da göç helal olsun.

Aybar’dan müebbet hükümlü Cevdet,
Boyabat dedin mi kişner Hidayet,
Hakkı’yı ararsan Dam’a devam et,
Esmer tene beyaz saç helal olsun.

Santrâl’cı Mehmet cam hücresinde,
Tek celse kararla göz hapis’in de..
Üşütüp gidecek şiir peşinde,
Elem’ine baha biç helal olsun.

Şakir Anık bankaları teftişte,
Fırsat bulan işyerinden finişte,
Ve Gündoğdu her harcırah deyişte,
İşledi yeni bir suç helal olsun.

Canel’i araçla hibe ettiler,
Bir Hafız’ımız var tahlile değer,
Şaban’ı servis’e yâr eden kader,
Belki bilinmez bir güç helal olsun.

Osman Bey saatle baş edemiyor,
Co Yaşar zula da ne var demiyor,
Mustafa mangır’dan başka yemiyor,
Bedava ağzını aç helal olsun.

Kesim’in elinden düşmüyor kürek,
Platin kontağa hasret gidecek,
Kel Yavuz’a acil bir peruk gerek,
Bir de viking-vâri taç helal olsun.

Lütfi’nin çektiği bitmez, Aybar’dan,
Bazen camdan kaçar, bazen duvar’dan..
Ne kadar kaçsa da yine fırçadan,
Kurtuluş yok ama kaç helal olsun.

Biz de yer yok birbiriyle küskün’e,
Herkes bir yönüyle kavuştu ün’e..
YAŞ ‘derki; bu kadar sözün üstüne,
Adil’in çay’ından iç helal olsun!

14.04.1984 / Sinop