“Venedik, Mardin, Kudüs”,
Gelen önemli bir tarihten böyle -
Çatallamasından tecrübenin,
Kozmopolit bodoslama,
Müslim, ve de hem yortu.
Yaşlı bir adam vardı
Taş bir sokağın
Kesiştiği dört yol gibi bir ağız başı,
Başka başka yollar ile;
Göbekliydi ve sanırım arap kökenliydi.
Bilmiyordu pek Türkçe
Ama arada bir geçiyordu
Ağzında kelimeler Türkçe:
Beden dili kardeşçe,
Ne güzel;
Diller bazen anlaşamasa da.
Görünce,
Kurulmuş sokak köşesine
Mardinli,kendileri hemşerilerini,
İstanbul’dan ziyarete gelmiş;
Ankara kokteyli kökenli yaşlı
Başlı bir nabız yoklayıcısı
‘Halen vadeden kalkmamış’,
Dipdiri muhabir eskisini:
… Sessizceydi,
Birden fakat sıçrayıp
Mısır tavadan patlağı gibi
Şakımaya başladı,
O ne öyle dost canlısıydı!
Ulu Önder’in heykeli
Dikili kentin içinde,
Büyük neferi;
Gondol hatırlatsa Venice:
Kudüs ve işte ama da -
armada
- Mardin, Türkü, Kürdü
,Arabı, Süryanisi:
Hepsi de yaşayıp gitmiyor
Mu sanki
İşte, barışlar içi.
(Yanıbaşlarımıza gece uykudayken
su almaya bardağa şifoniyerden,
ne kadar da uzak
kalmış denli gözükebiliyoruz;
Ankara’dan, İstanbul’dan
vesaire.. İzmir’den, Antalya’dan,
Edirne ve Zonguldak’tan …
halbuki eğitim tam götrülse,
ne canlar yetişir,
serpilir –
potansiyel öyle bir var)
Ve yaşlı başlı;
Hani, Sezen Cumhur Önal
Programuvari
Balıkça balıkçıl hopp
‘Piyanist eskisi tipli
Saçsız sakallı’;
Bir terziye rastladı.
Burhaniye içinde
De vardır böyle ayrık,
Kenar düşmüş haneler,
Öyle bir yer,
Bir işyeri.
Yılmamış;
Hala icra ediyor işini,
El emeği göz nuru.
Derken,
Ankara göçebesivari leylek,
HaberTürk’e;
“Ömrün uzun olsun …” diyerek
Ayrılıyor ordan.
İhtiyar terzi de
Sorarak:
“Hangi kanaldan? ”;
Tıpkı,
İçtenliğini selam duruyor
Yarı saçları uçuşkan rüzgarda,
‘Oturtulmuş gediklemiş’
Röportajcı
Beyaz sakallıya -
Ki- göbeklice.
*
Hoş, ben gitsem,
Birkaç el sende çekerdim en;
O terziye sarılsam.
Yanağından bir makas
Lazım almak,
Bak dostlukta
İnsan o zaman
Daha nasıl dost –
kendiliğinden gerek gelmesi
bunun ancak, elbet;
demeye gerek yok.
Çekmemeli insanoğul
Bir başkasına asla zaten rest.
Diplomasisiz o vakit gelir,
İçten yakaran samimiyet.
Gerek saygı da tabi,
Ama önce
Tamamlayarak –
aynısı tam da gibi,
güzellikleri;
görünmeyen Güney Doğu’dan
- Birbirini severek.
Ne derece uzağız
Bazen içimize bile …
Fark hatta göremeyebiliyoruz;
Fark edemeyebiliyoruz da:
Dış varoş sokaklarında
Sokak lambaları
Yanmayabiliyormuş
Ankara’da.
Halbuki ceviz, benzer o beyne
Ve sümüklüböcek, gökadalara …
Biz nerdeyiz?
Samanyolu’nun
Dış bir kulvarında
Dönüp durmaktayız.
Yakın ışıkları!
Burada da yakındaki Mardin’li,
Esat Süpermarket sahibi;
Çocuğu var bir tane:
Cehalet durur eğitimle –
görüp, ürünler yaşamakla;
yaşamakla, sürdürdüğünü …
‘Ankara Kokteyli’, ‘Mardin kokteyli’ gibiseli.. seri isimlerine sahip programları sunan HaberTürk muhabirinin 22.12.2005 tarihli Mardin sahifesi üzerine, ve ayrc. alt-üst kimlik son derece saçma tartışmalarının kapsam işgal edebildiği günümüz Türkiye’sinde, yapıcı bir yaklaşımı paylaşmak adına …
Çift tırnak içliler, alıntı
Akın AkçaKayıt Tarihi : 24.12.2005 05:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!