ben bir türküm
altay daglarından gelen
bizansı çigneyip deviren
çine sınır boyu set çektiren
ben bir türküm
doguştan gülmeyen kaderime
gerçekleşmeyen hayallerime
karanlık geçen günlerime
dogmayan günese dargınım
hem düşlere hem gerçege
yüregim yıkılmış virane olmuş
pes pembe düşlerim sararıp solmuş
ömür biti artık miyadım dolmuş
yaşayıpta nefes alsam ne fayda
ilmek ilmek sökülüyor umutlar
dünyanın gülen yüzüne aldanıp
her gördügümü dostum sanıp
söyledikleri yalana dolana kanıp
hayatın kahpeligini ögrendim
iyilikler yapıp elimi uzatarak
dedim ki ey gönül sevme sen onu
yakar kavurur bu ateş yanarsın
Kapanmaz bir yarayım, gece gündüz kanarım
Gönlümde açan gonca, gül olamadan soldu
Umut ile beklerken, geçti yorgun yıllarım
Muradıma ermeden, neden miyadım doldu
Hayat acıydı tatlı görünsede
Dünya penceresinden baktım geçtim
Her ne kadar şen şakrak gülünsede
Elemi kederi tattımda geçtim
Her acı gibi buda geçer dedim
Geçmedi birtürlü gelde bana sor
Sahte degil seni yürekten sevdim
Gönül acısını birde bana sor
Dinmedi ruhumda esen fırtına
agustos ayında zemheri yaşamak
sel olmuş gözyaşında bogulmak
meltem rüzgarlarında savrulmak
yüreginde üşümek nedir bilirmisin
sevdanın kalplere işlenen nakışını
Yükledin üstüme onca kederi
Alıp taşımaya kol mu bıraktın
Sanırsın ki beni sevda neferi
Savaşmaya bende hal mi bıraktın
Yanarken bu gönül ateşte harda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!