Merhaba Larry,
Bugünlerde seni çok düşünüyorum. Gümüşi yapraklarıyla ışıldayan zeytin ağaçlarının salındığı vadilerde, mandalina bahçelerinde, limon servilerinin arasında dolaşırken edebiyatının bükümlü dilini, baharatlı kokusunu çok özledim. Yaz gecelerini gençliğimin uçarı hayalleriyle kuşatan heyecanımı anlatmıştım sana, hatırlıyor musun? Korfu’daki tabiatın tılsımlı şiiriyle yazdıklarını okurken nasıl da ürperirdim. Sanki beni çocukluğumdan beri gözetleyen biri zihin haritamı okuyor ve henüz yaşamadığım anların benzersizliğini sözcüklere dönüştürüyordu. Yerkürenin hafızasına kimse unutmasın diye kazıdığın ahenkli cümlelerine aileden başka birinin de ortak olduğunu bilmiyordum.
Gerry’nin yazı dünyasını yirmi yıl sonra keşfetmemin mutlaka özel bir manası vardır. Hayatın bizden bağımsız atan cılız nabzı kendi tesadüflerini yaratıyor galiba. Yirmi yıl sonra şehirden adaya döndüğünde, tortusu dibe çöken eski aşklardan, bağlılıklardan kalanları yazarken seçtiğin sözcüklerin sesi hâlâ yankılanıyor: “Ayın ışığı öylesine parlaktı ki suyun içinde ağaçların yansımalarını görebiliyordum. Evin tam altında küçük bir balık, açılan bir şişe mantarı sesiyle suya vurdu. Gece denizinin pürüzsüz derisi yeniden ayna gibi dümdüz olmuştu. Vigla yönündeki uzak yamaçlarda bir tilki bir kez uludu ve sustu. Yavaşça uykunun gölüne doğru kayıyordum...”
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta