Haydi haydi çocuklar,
Gökkuşağı çizelim.
Haydi haydi çocuklar,
Bulutlara gidelim.
Bir merdiven kuralım,
12 Eylül nelere hatıra olmadı ki;
Ve işte senin ölümünde acı bir hatıra oldu anne!
Bir telefon sesi duyurdu bu dünyadan ayrıldığını,
Ben bir öğretmenim;
Köydeyim,
Şehirdeyim,
Bilginin denklemindeyim.
Öğretmenim;
Nurlu ışıktan mühürüm,
Karanlığın alnında.
Kış olsa da bir bahardır,
Mutluluk saçar çocuklar.
İrem bağında goncadır,
Seversen açar çocuklar.
Tükenmeyen umutlarla,
Farkında olamadan, yıllar alıp götürdü bizi,
Bilmiyorduk gurbet girdabına düşeceğimizi,
Şehrin hengâmeleri kuşatınca benliğimizi,
Taşeli’nin taş renkli kuşlarını duymaz olduk.
Bizleri bir lokma, bir hırka köle yaptı gurbete,
Bağlamışlar kolumu,
Dağlar kesmiş yolumu,
Merak ettim sonumu,
Bul beni anneciğim.
Şimdi uzaklardayım,
Bir ara Ermenek’e uğra
Yassıkaya’da oturuver bir kenara
Sırlarından önyargılarını sıyır at,
Farkında olmadıklarını fark et,
Turkuaz meltemler seni serinletecek
Düşlerim seninle renklenir,
Umutlarım erguvanlar içinde.
Bir deli sevda filizlenir,
Sana bakan penceremde.
Turkuaz serinliği kucaklar beni,
Hoş buldum Ermenek.
Aşkın oku vurdu, göğsümden beni,
Bu aşkın yokmuş meğer dermanı.
Büzüldü damarım, kuruttu teni.
Bu aşkın yokmuş meğer dermanı.
Uyan seher vakti, zülfünü tara,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!