Gülerek bakıyorum sana
Sırtımı dayadığım duvarın önünden
Taş atıyorum küçük bir parça
Beni görmen için
İçimde bir gök gürültüsü
Sanki yuvarlanıyor
Sesim
Seviyorum
Anlasana diyor
Elektriklerin kesildiği günlerdi
Eşlik etmek için karanlık korkuna
Ellerini tutardım
Kör karanlık olsa dünya diye dua ederdim
Bilmez miydim sanırsın
Gözlerinin ışığı karanlıktan daha güzel
Ama avuçlarını tutarken
Sende kaybolurdum ben
Beni bana sorsana
Taze bahar kokuları hiç bayatlamaz
Gönlündeki çiçekleri bana bıraksana
Sen çiçeksiz kalmazsın
Tabiat ana
Her gün emziriyor bereketini
Dileklerini bağladığın
Ağaçların dalları rengarenk
Nasıl bir bestesin sen
Veya bir doğa parçası
Başından sonuna ahenk
Susmasana
Kapılar açılıyor evinin sokağına
Kapılar kapanıyor gece boyunca
Ne hepsi açık
Ne hepsi kapalı
Ben hangisinden gireceğim
Işıklar sönmüş
İşaretler görünmüyor
Hayale aydınlık gerek
Bir nokta koymak hayatın sonuna
Rüyalar içinde
Şimdi ıslık çalıyorum kulağına
Şarkılı bir ıslık
Kapıldım kendi serinliğime
Bildiğin şarkı
Acıklı
Ağlatıcı
“ ölürsem sar beni gelinliğime”
Koluna giriyorum
Samimi ve sıcak
Billur yelekler giymiş gözyaşlarına
Üşümek yakışmazdı zaten
Avuçlarıma saklıyorum
Durma beklediğin yerde sana geliyorum.
Oğuzkan BölükbaşıKayıt Tarihi : 1.7.2004 13:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

----------
bir duvara dayamalıyım sırtımı
başucumda kavak ağaçları esmeli
ayaklarımda balıkların dansı
yanımda sen.
İnsan karşısındakinin sırtını duvara dayayamaz mı?
Bu güzel şiire yorum yazamadım...herşey içinde,herşey apacık...
TÜM YORUMLAR (9)