Sözümüz olsun gülce,
Mübarek Ramazanda.
Konuşalım güzelce,
Mübarek Ramazanda.
Şer nefsi bağlayalım,
Gerçeği söyle, güzelce konuş,
Mutlu olursun unutma gardaş.
Harama bakma, şerden uzaklaş,
Mutlu olursun unutma gardaş.
Kaç gecelerden gündüze yaklaş,
Ufuk güzelliğinde,
Çiçeklemek lazım yürekleri,
Nakış nakış.
Ruhu kuşatan derinlik,
Maveradan uzatmalı,
Kardeşliğe doğru kanatlanan bir bakış.
Göklerin derinliğinde
Yerlerin serinliği saklıymış.
Ne bileyim,
İnsana en çok yabancı olan,
İnsanın kendi aklıymış.
Haydi durma artık orada,
Pınar dergisi ve Bayrak gazetesinde okuyucularına ulaşan yazı ve şiirlerini hep zevkle okuduğum, üstadım bilip saygı duyduğum merhum şiir ustası; 1955 Çorum doğumludur. Çorum İmam-Hatip Lisesinden sonra İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisini de okudu. Bir süre Birleşik Dağıtım Şirketinin yöneticiliğinde bulundu. Yüzyılların Şarkısı isimli şiir kitabı, okuyucuya ulaşan ilk ve son şiir kitabıdır. Ocak 1977 yılında Otağ Yayınevi tarafından okuyucularına ulaşan şiir kitabında daha çok hece ile yazılmış şiirleri vardı. Tam da millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ideal öğretmenler için dediği gibi “imanlı, kararlı, vicdanlı, liyakatli” bir insandı. “Es Rahmet Rüzgârı” isimli albümde bazı şiirleri de bestelenen yerli, millî, mert, yiğit, dürüst, bir şairdi.
Şiirlerinde birlik, dostluk, köy, köylü, çağın özellikleri, umut, imanın kuvveti, vuslat, mâziye özlem, yabancılaşmanın tehlikeleri, dua, anaların fedakârlığı, hüzün, zulüm ve zâlimlerin kötülükleri, memleket ve yurt sevgisi gibi, millî, insanî, dinî konuları mısra, bent ve dörtlüklerle zevkle okunacak bir biçimde sunmuştu okuyucularına. Şiirlerinin konuları kadar o konuların anlaşılmasını kolaylaştıran “Allah, iman, vatan, millet, hasret, çile, fatih, fetih, ferman, tarih, türkü, dâvâ, dost, yurt, huzur, yürek, şafak, gurbet, ufuk, bulut, dağ, fırtına, hece, gece, sonsuzluk ve hürriyet” gibi insanı sahiden etkileyen kelimeleri de özenle seçilmiş,“ ümit ufukları, mahzun gönüller, devrin efsanesi, demirden yumruk, zafer inancı, efsunkâr bahçe, hür ülke ufku, hüzün dağları, şen dalgalar, tantanasız törenler, insan seli, yabancı iklimlerin dumanları, kuş sesleri, ılık hasret şarkıları, tatlı bir renk sağanağı, mavi şafaklar” gibi kelime guruplarıyla zenginleştirilmişti.
Şairimiz; ebedî güzelliklere hayran, zulme ve zalimlere tepkisini göstermekten sakınmayan, birlik ve beraberliği her daim önemseyen, geleneklerden beslenen, köy hayatının çileli taraflarını, köylünün dert ve problemlerini en güzel bir şekilde dillendiren, mâziyi saygıyla anmakla birlikte âtide de güzel günlere kavuşacağımıza olan umudunu eskitmeyen usta bir şairdi.
Sevildiğini bilmiyorsun,
Gerçekleri görmüyorsun,
Hakka hep “hayır” diyorsun,
Nasıl bir insansın sen be!
Tatsız, çapsız lafların var,
Sevildiğini bilmiyorsun,
Gerçekleri görmüyorsun,
Hakka hep “hayır” diyorsun,
Nasıl bir insansın sen be! ...
Tatsız, çapsız lafların var,
Mademki sevgi diliyle,
Gülücükler fideleyecektin uzaklara;
Neden dinlemedin ufukların sesini,
Neden yürek uzatmadın şen şakrak kuşlara…
Olacak mı zannetmiştin bereket,
Ekilmeden emek,
Haydi, sıra sende
Nefsini sustur
Bir kişi daha gülsün evrende.
merhaba hocam nasılsın nerelerdesin ???????????