Durdu Şahin İle Sanat,Şiir ve Edebiyat Ü ...

Durdu Şahin
994

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Durdu Şahin İle Sanat,Şiir ve Edebiyat Üzerine Bir Mülakat

Osman Aytekin:Şiire nasıl başladınız?

Durdu Şahin:Şiire lise yıllarımda başladım. İlk şiirim 1976 yılında Bizim Anadolu gazetesinde yayınlandı. İlk kitabım Sevgi Pınarı (1986) isimli şiir kitabıdır. Üniversitede öğrenciyken yayınladım. Bu kitabın basımında Aksiseda matbaasının sahibi sayın Taner Haznedar’ın sağladığı ödeme kolaylığı,öğrenci arkadaşlarımın dağıtımında ve satımındaki göz yaşartıcı fedakarlıkları,değerli hocalarımdan Celal Tarakçı,Mustafa Özbalcı, Halistin Kukul ve diğer muhterem hocalarımın yakın ilgileri unutulacak gibi değil.
Osman Aytekin:Basından gözlemleyebildiğimiz kadarıyla şiirde yeni isimler artıyor. Dolayısıyla şairler de dergilere sıkça yansıyor. Şiirlerin çokluğu nedeniyle şiirde bir derinlikten bahsedilebilir mi?
Durdu Şahin:Şiir yazan insanların çoğalması elbette güzel. Varsın şiir yazan,şiire yürek uzatan insanların sayısı artsın. Yazan ne yazdığını,şiirinin “gerçek şiir”in neresinde olduğunu,has şiire ulaşabilmek için daha ne kadar yol katetmek ve çile çekmek zorunda olduğunu bildikten sonra,sayının artmasının bir zararı olmaz herhalde. Önemli olan yazan yazdığını ulaşılmaz,erişilmez görmesin. Yazdıkça,okudukça,şiiri bilenlerin tavsiyelerine uydukça,çok yazıp az beğendikçe daha ileriye gidileceğini unutmasın.
Şiirde derinlik meselesine gelince şunları söyleyebilirim:Derinlikli şiirler yazmak,dergilerde derinliği olan şiirler yayınlamak elbette güzeldir. İstenen ve özlenen budur. Ancak herkesin her şiiri derinlikli olacak diye bir şart yoktur. Fakat yazmadan da,yazmayı bir tutku,bir aşk haline getirmeden de derinlikli şiirlere ulaşmak bir hayli zordur. Hangi şairin ilk yazdığı bütün şiirler güzeldir. Şiirde,sanatta mükemmele ulaşmak için zamanla yarışmak lazımdır. İnce elemek,sık dokumak gerekir. Hiçbir şey birdenbire olmaz. Bir salatalık,bir kabak bile,belirli bir zaman içerisinde yetişiyor. Bırakın gençler şiir yazmayı sürdürsün. Şiir yazan ve yayınlayan insanların sayısı gündün güne çoğalsın. Şiir gündemde ve günümüzde hak ettiği yeri alsın. Göreceksiniz zamanla has şiire ulaşanların sayısı artacak...Derinlikli şiirler daha çok ve sık olarak gazete ve dergi sayfalarında görülecek...Hayatımız ve sanatımız kaliteli şiirle daha da güzelleşecek...
Osman Aytekin:Türk şiirinin bugünkü durumu nasıldır?
Durdu Şahin:Bu sorunun Sezai Karakoç’a,İsmet Özel’e, Bahaettin Karakoç’a,Hilmi Yavuz’a, Abdurrahim Karakoç’a ve Arif Ay’a sorulmasını isterdim. Nasıl cevap verirlerdi doğrusu merak etmiyor değilim.
Osman Aytekin:Türk edebiyatını güçlü bir hüviyet kazanabilmesi için sanatçılara düşen görevler nelerdir?
Durdu Şahin:Türk edebiyatı zaten güçlü bir hüviyete sahiptir. Tarihi Türk şiiri de,Türk sanatı da,Türk edebiyatı da yüzümüzü her zaman güldürmüştür. Dünyayı aydınlatacak zirveler bizim dünyalarımızdan,bizim iklimimizden yetişmiştir. Siz galiba günümüz Türk edebiyatını kast ediyorsunuz.
Günümüz Türk edebiyatının geçmişe oranla elbette istenilen yerde olduğu söylenemez. Bunun da sebepler var: “Marifet iltifata tabidir.”Günümüzde özellikle etkili,yetkili kimseler şiire,sanata,edebiyata değil,marka dolara gösteriyorlar. İlgiyi mark,dolar gördüğü için onlar hızla yükseliyor. Bu ilginin binde biri sanata,edebiyata gösterilse; sanat gülistanında daha çok çiçek açardı. Evet,sanatçının mutlaka ilgi görmesi lazım ama hepsi bu kadar değil...Sanatçı da,sanatın ciddiye almalı. Şiire,sanata,edebiyata “mukaddesleri” gibi kıymet vermeli. Unutulmamalı ki insanının mukaddeslerini en güzel anlatan,mukaddeslerinin yayılmasını sağlayan en güzel yollardan birisi,belki de en önemlisi sanat,edebiyattır. Sanatın,edebiyatın yükselttiğini hangi güç yerinden indirebilir? İnancın ve kutsal değerlerin kavgasını veren bir sanat,hakikaten de saadet bahşeder,selamete ulaştırır mensuplarını.
Osman Aytekin:Şairlerimiz gelenekten yeterince yararlanıyorlar mı? Çünkü,gelenekten yararlanamayan şiirin yeni solamayacağı görüşleri mevcut.
Durdu Şahin:Usta şairlere bakınız,genellikle gelenekten yararlanan şairler olduğunu görürsünüz. Geleneğe yaslanmadan,yahut gelenekten beslenmeden bir şairin geleceğe güçlü şiirler bırakması zordur. Çünkü değerli hocam şair-yazar Mustafa Özbalcı’nın da dediği gibi sanat ve edebiyatta gelenek esastır.”Her sanat hareketi kendi geleneği içinde gelişip ilerler. Geleneğe dayanmayan sanat ve edebiyat hareketleri öksüzdür,dayanıksızdır ve elbet kısa ömürlüdür.”
Osman Aytekin:Bir de geleneğin modernlikle karşıtlığı söz konusu oluyor. Şiire bunlar nasıl yansıyor?
Durdu Şahin:Bir de gelenekten gelenle modern olan birbirine ters düşmemeli. Modern olan,gelenekten beslenmelidir. Gelenekten öz suyunu ve gıdasını almayan,zaten hakkıyla modern de olamaz. Modern olmak geçmişe tepeden bakmak,onu küçümsemek veya yok saymak olmamalıdır. Modern olanın bir ayağı hep gelenekte kalmalı,elleri geleceğe doğru açılmalıdır. Bir ustanın tabiriyle “öyle eskiler vardır ki yeniden bin yıl ilerdedir.”
Bu mesele şiire nasıl yansıması gerekiyorsa öyle yansımalıdır.
Osman Aytekin:Şiirin diğer sanat dalları arasındaki yeri ve toplumumuza etkisi bakımından farkı nedir?
Durdu Şahin:Bizim toplumumuz açısından şiirin diğer sanatlar arasında ayrı ve çok özel bir yerivardır. Biz oldum olası şair bir milletiz... Hislerimizi, düşüncelerimizi dile getirirken kelimeleri hep özenle seçeriz. Şiirin insanı saran,sarmalayan etkisinden,ahenginden,güzelliğinden yararlanmışızdır hep. Onun için de tarihimize baktığımız zaman yüzlerce şair görürüz; kimisi padişah,kimisi vezir,kimisi sadrazam,kimisi bey olmuş...Tarihten bugüne bırakılan divanlar,yüzlerce binlerce gazeli barındırır içerisinde. Bizim kadınlarımızın ağıtları bile şiirsel özler,kafiyeli sözler taşır bünyesinde. Hâlâ okunan kasideler, gazeller, koşmalar, güzellemeler, destanlar,maniler,kıtalar,beyitler; bizim toplumumuzda şiirin nasıl bire ve imrenilecek öneme sahip olduğunu göstermeye yetmez mi?
Osman Aytekin:İdeolojinin şiire yansımasını doğru buluyor musunuz?
Durdu Şahin:Bu soruya cevap vermeden önce ideolojiden ne anladığımıza bakmak gerekir. Nedir ideoloji? İdeoloji,insanların inandığı,bağlandığı bir düşünce sistemi ise,şiir de bundan nasibini alacaktır elbette. Çünkü hiçbir insan fikrinin kendisine çizdiği rotanın dışına çıkamaz. Yani istese de istemese de yazılarında,şiirlerinde inancının,fikrinin izlerine rastlanacaktır. Ancak ideolojinin şiire girmesinin de bir kuralı,bir estetik tarafı olmalıdır. Atalarımızın bizlere miras bıraktığı estetik abidesi şiirlere bakınız; hepsinin de inancımıza,fikrimize,düşüncemize uygun düştüğünü görürsünüz. Demek ki önemli olan ideolojinin şiirde yer alması değil,nasıl yer aldığıdır. Bence ideoloji,şiirde doğrudan ve direkt olarak değil de dolaylı olarak yer almalıdır. Şiir,ideolojik tarafının olduğunu haykırmamalı,sezdirmelidir. İdeolojik tebliğ yerine estetik telkinler yapmalıdır. Tıpkı Necip Fazıl Kısakürek’in Sakarya, Arif Nihat Asya’nın Bayrak, Mehmet Akif Ersoy’un Bülbül,Çanakkale Şehitlerine,Yahya Kemal’in Süleymaniye’de Bayram Sabahı vb. şiirlerinde olduğu gibi...
Osman Aytekin:Şiirin bizde az önemsendiğini belirten görüşler dergilerde eyer alıyor. sizce bu tesbit doğru mu?
Durdu Şahin:Şiir geçmişimizde çok önemseniyordu. Şiir yazanların toplumda ayrı bir yeri vardı. Şiir yazanlardan bey,paşa,vezir,komutan,hatta padişah olanlar vardı. Şairlerin mâli durumları çok iyiydi. Gördükleri ilgi ve iltifata diyecek yoktu. Şiiri yazan da,okuyan da,dinleyen de önemserdi.
Günümüzde ise şiiri galiba sadece yazanlar ve şair olanlar önemsiyor. Onun dışında kimsenin şaire ve şiire yüz ve yürek uzattığı yok gibi. Herkes kolay ve ucuz yollardan köşeyi dönmek için çalışıyor,uğraşıyor. Şiirin önemsenmesi için; yazanına bir şeyler getirmesi lazım. Şiir yazanların hangi yüksek mevkilere geldiğinin herkes tarafından görülmesi lazım...
Osman Aytekin:Edebiyat dergileri,gazeteler,radyo ve televizyonlar şiire gerekli katkıyı sağlıyorlar mı?
Durdu Şahin: Bunca edebiyat dergisi,şu kadar gazete,şu kadar özel radyo ve televizyonlar şiire istenilen katkıyı sağlasa; türk şiiri şu andaki yerinden çok daha yüksekte olmaz mıydı? Bir iki fikir gazetesinin hakikaten takdire şayan sanat sayfasını saymazsanız geriye sanatla,şiirle ilgili bir şey kalmaz herhalde.
Osman Aytekin:Türk şiirinin daha iyi zeminlerde olması için neler yapılabilir?
Durdu Şahin:Çok şeyler yapılabilir...Ama her şeyden önce şiirin ve şairin ciddiye alınması gerekiyor. Etkili ve yetkili kimselerin bir pop şarkıcısına veya bir dansöze gösterdiği ilginin binde birinin olsun şairlere gösterilmesi gerekir. Falanca şarkıcıyla birlikte el ele şarkı söyleyen milletvekillerimiz, bakanlarımız neden hiçbir şiir şöleninde görünmezler? Artık şiir şölenlerinde milletvekillerini,bakanları,Başbakanı ve hatta Cumhurbaşkanı’nı bile görebilmeliyiz diye düşünüyorum.
Osman Aytekin:Eklemek istedikleriniz var mı?
Durdu Şahin:Var...Öncelikle şiiri,sanatı ciddiye aldığınız,okumayı,yazmayı her şartta sürdürdüğünüz ve böyle bir mülakat için bizleri aradığınız için size ço çok teşekkür ediyorum. Allah razı olsun...

Durdu Şahin
Kayıt Tarihi : 20.9.2007 23:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osmanaytekin
    Osmanaytekin

    Bu söyleşiyi yayınladığın teşekkürd ediyor başarılar diliyorum.Sevgi ve saygılar...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Durdu Şahin