Gönül bir bülbül misali,
Kanatlandı, güle durdu.
Güle erişince bülbül,
Saz üstünde tele durdu.
Marifettir tazeliğin,
Herkeslerden özelliğin,
Tarifsiz o güzelliğin,
Düştü dilden dile Durdu.
Gönül dinlemez ki kanun,
Akıl bile peşte onun,
Hakk’a giderken Mecnun,
Leyla oldu çöle Durdu.
Ses verirdi saçın teli,
Saza taksa usta teli,
Kerem’le Aslı misali,
Çok âşıklar yola durdu.
Hak erdirsin gerçek tada,
Sırrın açma yaban yada,
Saçlarını toplama da,
İniversin bele, Durdu.
Gözde sürme elde kına,
Çok âşık öldü uğruna,
Gâhî turna, gâhî suna,
Yâr uğruna göle durdu.
Altta arzla üstte sema,
Kıskanırlar seni amma,
Her bakışta ayrı sima,
Girme hâlden hale Durdu.
Sevdiğine bir hediye,
Sevgisini nasıl, diye,
Yâr kokusu gelir diye,
Seher vakti yele durdu.
Güzelliğin etme heder,
Elde lâf çok, çok şeyler der,
Aynalar da haset eder,
Biraz büyü hele Durdu.
Gönül işte, uçan kuştu,
O daldan bu dala uçtu,
Gördüklerim sanki düştü,
Gitti ilden ile Durdu.
Şirin oldum Ferhat için,
Su getirsin sizler için,
Dolunca için için,
Gözyaşlarım sele durdu.
Mühür vurmuş her bir kula,
O mühür sıfatı ola,
Güzel halk eylemiş Mevlâ,
Yoktur sende hile Durdu.
Zülfü siyah yüzü ak mı?
Bunu demek bana hak mı?
Sevmekten mi, acımak mı?
Gözyaşımı sile durdu.
Ataroğlu’m düşü yorsa,
Nice ariflere sorsa,
Mevlâ kulum demiyorsa,
Ameller nafile, Durdu.
Kayıt Tarihi : 29.12.2006 15:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)