iki yalnız burun değerse birbirine
korkmalı
korkmalı kırılırsa birikmiş yıllar
iki yalnız dudak birleşirse
bir köprü vakti
iğneler sipleniyorsa gözbebeklerine
kalkanların düşme tonundan
bileşke sevdaların bıçaktan ucu
korkmalı diye söyleniyorsa
bir şiirde hele hele bu kadar çok
hakikaten korkmalı
şiirin rahme düşen mısralarından
Kayıt Tarihi : 26.7.2007 12:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Zihnimin çektiği resim bir yürüyüş konvoyudur. Yüzlerce, binlerce gölge yürür orada.
Biri gölgelerden kopmuş ve sıranın dışına çıkmıştır.
Onun bir yüzü vardır.
Diğerlerinden farklı olarak.
Ve sadece o şiirdir.
Dudaklar da öyledir. Dudakların birleşmesi öyle zordur öyle zordur ki, ilk önce birikmiş yıl kırılmasının deneyimiyle ruh ve gönül bütünleşmesi olacaktır, ruh ikizleşmesi, can suyum söyleşmesi olacaktır. Öyle değilse yoktur bir anlamı, ucuzdur.
Burunların duygu enerjisi aracılığından sular akmaya başladı. Birden bir güzel köprü kuruldu şiirin hatırına.
Burun gibi dudak da birleşirse görünürlüğünden soyunur. Anlatılması mümkün olmayan sevgi duygularının, zaptedilmeyen iki sevgi enerjisinin taşkınlığını soyluca önleme seçeneğidir dudakların birbirine değmesi. Diğer adını hepimiz biliyoruz. Öpüşmek.Tanrının armağanıdır. Ama şairin söylediği 'akışa kulak vereceksiniz' Dürbün sizi gözlüyor, yoksa utanırsınız, dürbünün sevgi menzilinde değilse bu değmeler bir kirpinin dikenidir değdiğiniz dudak.
Sevdanın izi bıçak ise, sorunlu sevda. İğne siplenmesi/saplanması/nazikçe zıpkınlanmasında gücünüz kalmadıysa da yine gidişat kontrol edilcektir.
Yaklaşın bir şey fısıldayacağım, başkası duymasın, gülerler belkide:
'Ben bu şiiri kulağımla okudum'
güzeldi...
TÜM YORUMLAR (3)