(Sadece Son 2 Ay)
İstatistik tablolarında hiç tıklanmayan şairler, şiirler ve günler yer almayabilir. Örneğin belirli bir şiirin tıklanma sayılarına bakıyorsanız hiç tıklamanın olmadığı günler tabloda yer almayabilir; aynı şekilde belirli bir günün raporunda, o gün hiç tıklanmamış olan şiirler gösterilmeyebilir.
Burada şiir listesinin yer aldığı sayfanın hangi gün kaç defa açıldığını görmektesiniz. Bugüne ait rakamlar bu tabloda yer almamaktadır. Dikkat: Burada yer alan rakamlar, belirtilen bir günde şiirlerinizin toplam kaç kez okunduğunu değil, şiir listesinin kaç kez görüntülendiğini gösterir.
TARİH
HİT
-
1
-
1
-
2
-
3
-
1
-
2
-
1
-
2
-
1
-
2
-
1
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
1934 yılında Sarıoğlan’ın Karpınar köyünde doğdu. Asıl adı Duran Özaydın’dır. İlkokulu köyünde bitirdikten sonra ortaokul ve astsubay okulunu Konya’da okudu. Daha küçük yaşta dilli flütle başladı ve keman çaldı. Kemandan sonra ud ve cümbüş de çaldı. İlkokul sıralarında çevre köylerdeki aşıklardan etkilendi ve bağlamaya merak sardı. Yaşadığı bölgede yetişmiş aşıkların ve ozanların eserlerine büyük ilgi duyan Duran Özaydın öğrenciliği esnasında zamanın sanatçıları olan Ergun Zorlutuna’dan ...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!