Limandan kalkan vapur sırtlar götürür batan günü, bir zamanlar bağrımda yeşerttiklerimi!
Bir iki çalı çırpı ile tutuşturmak istediğim küllenmiş közüm bağrımdaki, benim dünyada var olan iki gözüm!
Ne olur biraz daha kalaydı derken, bir beyaz martı dalar imbatın içine!
Kokusunu getirir iyodun derinlerden, özlemin el sallarken dalgalarla uzaktan,
Gel gel eder martı kanatlarında yüreğimdeki kapakçık!
Bir ışıltıdır süzülen kirpiklerimin ucundan denizin tuzlu suyuna karışarak.
Vapurun düdüğü yırtar ortamın rengini, batan günün kızıllığı kana bular bembeyaz umutları!
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Hoşça kal...
Elindeyse...
Ama direnir işte... 'Son kılcal damarlar...' Taşıdığını inkar etmez 'Cerrahpaşa'dan...'
Hüzünlü bir akşamın tortuları...
Oldukça hoş bir dille... Akıcı, sade...
Tebrikler Ahmet Bey...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta