Duraktaki Işık

Hasan Hüseyin Korkmazgil
82

ŞİİR


410

TAKİPÇİ

Duraktaki Işık

gelişimiz götü mumlu mektupla olmadı bu dünyaya
gidişimiz bando davul olmayacak elbet
geldik
açmasa olmayacak çiçekler gibi
direndik
zincirini çürüten mahkumlar gibi
bekledik
bir yerlerden çıkıp gelecek diye
gelecek de gözyaşımız dinecek diye
kirimiz pasımız yunacak diye
karnımız adam gibi doyacak diye
haksızın damına koyacak diye

gelmedin ulan
gelmedin ulan
gelmedin
gardiyan ettin bizi bu gecelere

yavrum
hasan Hüseyin
övünmeyi şişinmeyi bir yana bırak
neyini tattın oğlum
neresine dokundun su ellerinle
tamam oldu mu ağzın
burnun tamam oldu mu
tamam mi kulakların
doydu mu bir yerlerin
yavrum
hasan Hüseyin
öptün mu güzel oğlum, güzel güzel kızları ağızlarından
okşadın mi has bahçede harika memelerini
içtin mi içkilerin heyheylisini
yıldızları topladığın oldu mu geceleri
gemilere bindin mi oğlum hasan Hüseyin
uçaklara bindin mi
füzelere bindin mi
Nusaybin’i geçtin mi oğlum hasan Hüseyin
övünmeyi şişinmeyi bir yana bırak
kaç kundura kaç gömlek
kaç ekmek kaç sigara
bir çubuk sazan balığı olu çaylardan
ve bir deli dilenci öğle ezanlarında

ne senet verdi kimse bize
ne de bastık sözleşmeye kalıbımızı
ey feşmekan oğlu falan festekiz
kalacaksın su kadar yıl
yapacaksın sunu bunu
yiyeceksin şunu şunu
göreceksin onu bunu
sonra da ey benim canim efendim
yaprak düşer gibi daldan
ey feşmekan oğlu falan festekiz

geldik
hemen gidecek gibi
kaldık
bir şey diyecek gibi
dedik mi demedik mi
zincirde yatanlardan
yatacaklardan belli

öyle bir kargaşada açtık ki gözlerimizi
soygun çalar vurgun oynar
otuzun tadı nedir
tadı nedir kırka merdiven dayamanın
meyvelerden neye benzer elliden öte
kaç beş köşelidir yetmiş beşlerde dünya
seksende ne görünür kadın bacakları insanin gözüne
seksenden öte giden yolda ne yandan doğar güneş
öpüşmek tuzlu mudur eksi midir kekre midir yoksa
belalı bir uçurum mu donup geriye bakmak
ne soracak vakit bulduk
ne de bir söyleyen çıktı
yaşadık yetmiş yaşın bütün sığlıklarını daha on beşimizde

yaşadık otuz beşte on beşin
o buğulu
o bulanık
o deli coş düşlerini
uzandıkça uzaklaştı bizden o yüklü dallar
kıyılar kaçtı ellerimizden biz çırpındıkça
bir yer ki medet umar insan ölümden
çek ipini öylesi yaşamanın
yüz yıl da yaşasan değmez bir boka
bin yıl yaşasan
arkası boş

belki de en güzeli
en yiğitçesi
denize dalar gibi dalmak kavgaya
anılarda yasamak

alın ulan kavat oğlu kavatlar
alın ulan deyyus oğlu deyyuslar
alın da düşün yola

Hasan Hüseyin Korkmazgil
Kayıt Tarihi : 19.7.2000 19:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Belgin Sönmez
    Belgin Sönmez

    Yorumumu beğenmeyenler edepten ayıptan bahsetmem rahatsızmı etti.. Anladım sizi çok iyi anladım hımmm..

    Cevap Yaz
  • Belgin Sönmez
    Belgin Sönmez

    Bu şiir değil düpedüz küfür hakaret dolu serzeniş..Onlarca şey yaşamış olan insanlar dahi bir şey yazarken edebini muhafaza ediyor.. Nedir bu ve bunu neden ön plana çıkardınızki..

    Cevap Yaz
  • İsmail Tekin
    İsmail Tekin

    geldik
    hemen gidecek gibi
    kaldık
    bir şey diyecek gibi
    dedik mi demedik mi
    zincirde yatanlardan
    yatacaklardan belli

    SAYGILAR BÜYÜK USTAYA...

    Cevap Yaz
  • Hülya Ak
    Hülya Ak

    öyle bir kargaşada açtık ki gözlerimizi
    soygun çalar vurgun oynar
    otuzun tadı nedir
    tadı nedir kırka merdiven dayamanın

    Cevap Yaz
  • Adnan Durmaz
    Adnan Durmaz

    insan bu şiire değil bu puanı vermek, puan vermeye utanır ; bu şiir kimsenin ölçüsüne terazisine sığamaz çünkü...bu sitede herşeyin puanı var.. dev şairlerin dünyaya yaılmış şiirlerine kıytırk birileri puan veriyor... o şiirler ki kırar tarttığınız terazileri

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (5)

Hasan Hüseyin Korkmazgil