Gecenin köründe izbe sokakta
Titreşen ışığı sönerken ayın,
Yağmurun dövdüğü tozlu durakta
Tortusu uzanır, uçsuz uzayın.
Sisli yüzlerdeki belirsizliğin
Gölgesi üstüme üstüme yürür.
İzleyin yıldızlar siz de izleyin
Ki her göz, bir yıldız içinden görür.
Acırca bakmayın göz merceğime;
Ruhumda patladı körüklü mayın.
İnanmış görünün her gerçeğime.
Teptiğim fırsatlar gelmedi sayın.
Kendi zindanında pervane yürek
Anlamlandıramaz gece gökleri.
Onu söndürmeye ummanlar gerek,
Yüceltmez pespaye güzellikleri.
Zemheri şafaklar, solgun duvarlar
Talibi, ömrümde en büyük payın.
Hesabımı hep sıfıra yuvarlar:
Baht bozumum kaçamasın, kapayın.
Umursuz yolcuya, yola, zamana...
Varmak gayesinde değil atiye.
Sır süzülür, soluğundan dumana...
Hücumdadır kendindeki kötüye.
Lastik izlerinden kurduğu dünya
Üstünde dans eder en faal fayın.
Sıkılgan hâlini -Ey gün!- gördün ya!
Ucu göğe kalkık gerdiği yayın.
Omurgamda hissettiğim kurşun yük
Azıtır gelmeyen her rücu için.
Temsilî vâveyla; hırpanî, büyük.
Fazla, vagon vagon dert, öcü için.
Yağmur damlasından sal kovanını,
Gümüş gök! Tutukluk yapmasın rayın.
Rastgele gün atan yelkovanını
Yadırgar tavırdan bir lahza cayın.
Toprak kokusuna öğüren sabâ
Irmak gözyaşımı görmeli değil.
Canımı hapsettim külden bir kaba.
Rüzgârlar saçımı örmeli değil.
Çakırkeyf iklimler ilgisiz, bildim.
Dört nala koşuşu sır meşhum tayın.
İnsafsız şeritten kurtulabildim,
Adeta pasıyken geçkin buğdayın.
Elden çıkarıldı salahî serap.
Hazin tablolara yönlendirildik.
Bu bank hayatımdan daha da harap.
Bir sebepten, böyle dinlendirildik.
Kompetan şimşekler mülahazada,
Burnunun direği titrer subayın.
Tabiatın kurmay aklı gazada:
Ve sabrın; son çaren, seçkin tugayın.
Feshedip korkunun ölüm emrini,
Zımni pâye verip nazlandırmıştık.
Yadsıyıp sezginin malum emrini,
Sarsak adımları hızlandırmıştık.
Uyku silleleri pişer ensede,
Menzilsiz kervana yoksa onayın.
An, pişman olunan an görünse de
Karşılık bulmaz hiç, "Eyvah"ın, "Vay"ın.
Ah ki ne emeller biriktirmiştik:
Yerle yeksan ömre tâli kaldılar.
Dünü, yarınlara ödünç vermiştik:
Mahvımızın somut hâli kaldılar.
Muallak, kalbine ilişik imâ...
Tahlili meçhul bu girift olayın.
Islak kaldırımda muğlak bir sima...
Yol boyu izahtar: gönül sarayın...
Tadında yas tutan bir his var, asfalt!
Aslında vaktidir demirsi çayın.
Sema mı yerle bir, taban mı apalt?
Yıldızlar! En ulvi emriniz "Kayın!"
Alperen YILMAZ (Yalınkalem)
Alperen YılmazKayıt Tarihi : 31.8.2025 11:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!