Dur ve Bak! ! Şiiri - Murat Bolat

Murat Bolat
114

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Dur ve Bak! !

Yankısız seslerimin peşi sıra yolculuk oynuyorum, sesim sesine düşüyor ve ben çocuk oluyorum.. Utangaç yanaklarımda sere serpe bir yaz, hani hiç kış gelmese dedirten, hani sıcacık içten.. Öylesine saf duygular yetiştirmişim işte yokluğunda, avuçlarımda hala mutluluğuna adanan dualar..Kırıntılara mahal vermeyen koskoca sevgimle koltuk kabartmam bu yüzden.. Yine de ölüm peşimde yaşamın sensizlik kokan kıyılarında.. bütün korkularımda adın geçer bu yüzden..

Hangi çarmıha gerilsem hala gözlerimde gözlerinin buğusu.. uzaklara dalışım bu yüzden.. Yakınına sığınmam... Serseri bir dalganın; seni karşı tarafın ışıklarından söküp getireceğine öyle inandırmışım ki kendimi ve öyle acılar çekmişim ki iklimsiz bir kayanın soğuk koynunda.. Ölmek istesen bu kadar tesadüf ve bu kadar ıssız..

Hep sana yakın olmak istedim anlayamazsın, bütün çabalarımda sana yaklaşamamanın yıkıntıları gizlidir, her daim yaban ve bilinmedik eller alıp giderken seni benden, yaşanmış onca ölüm varken yüreğimde ve yaşayamamışken ölüm denen kahpeliği gözlerinin limanlarında yemişim bu denizin yosun kokan gözlerini.. Bizim sahiplendiğimiz sahipsizlikler vardı bütün adımlarımızda efsaneleşen halk destanları, savaşlarımız vardı.. şiirlerimiz! diğerine hasret..

Yankısız seslerimin peşi sıra yolculuk oynuyorum, yıllardan beri seni arıyorum bilemezsin, bir uykudan diğerine, bir rüyadan yaşamın kuytusuna kadar.. Aslında bir halk minübüsünün kısa yolculuğu kadar, herhangi bir çocuğun annesine sıcacık sarılışı kadar, bir sayfanın kenarına kazınan ismin kadar, şiirlerim kadar yakınsın.. ve bir o kadar uzak.. Onca zaman hasretinle, onca zaman bu densiz gidişlerinle baş etmek kolay mı sanıyorsun.. Kolay mı dersin bunca yükü kimsesiz bir yürekle taşımak, hele de gece bu kadar soğukken sensizliğe sarılıp uyumaya çalışmak, kaç ukte kalmış özlemle başettim tahmin edemezsin, ölüm kokan bir odanın duvarlarını yumruklayarak yaşamaya alışmak..

Yankısız seslerimin peşi sıra yolculuk oynuyorum, çıkmaz sokaklarda arıyorum ellerinin sıcaklığını, yüreğinin şefkatini, kırıklarımı kendim yamalayıp kendi kendimi avutuyorum, hem gelin oluyorum hem güvey varlığında, masallara kahraman aranıyor, doğruları yaşayacak eleman! Tutuklu kalmışım hiç cezam yokken güzelliğine, ben kiminle görüşmeni istemiyorsam, inatçı bir rüzgar alıp seni o tarafa götürüyor, neyi tergemeni istesem o yaşam oluyor.. yaşanılası oluyor.. Ben ne zaman doğru yapsam yanlışlarımla boğuluyorum..

Dur ve düşün diyesi geliyor adamın bu Allahın belası sancıları yaşarken, bir insanı sevmekse mevzu dur bir bak.. Gördüklerin neyi simgeliyor anlamaya çalış, kendi yokluşlarını ekle üzerine, ihtiyaçlarını gözardı etme.. Benim için yaptıklarını düşünme hepsi kutsal mabedimde, ama mevzu bir insanı sevmekse dur ve bak, aşkın başka dili kalmadı anlatılacak, başka hissiyat, başka yalvarış, başka yokoluş, başka ölüm kalmadı yaşanılıcak..

Yankısız seslerimin peşi sıra yolculuk oynuyorum, sesin sesime düşüyor.. Ben kanıyorum...

Murat Bolat
Kayıt Tarihi : 5.1.2007 20:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


05/01/2007 20:07 ss

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Murat Bolat