güneşin balçıkla sıvanmadığı günlerden
bu günlere sesleniyorum:
ey yaratılmışların en üstünü beşer!
iki kere iki ne zaman beş eder?
duyduklarımızı /boşverin/gördüklerimiz bile
rayından çıkmış bir tramvay sersemliğinde
Allah aşkına!
bu gidişe hangi babayiğit ‘dur! ’ der?
kaç komplo teorisi üretilebilir
Pinokyo’nun burnu üstüne
kaç kere aptal yerine konur insan
kaç kere abdal? ! ...
sıktıkça sıkan
çözümsüz bir dişlinin ağzında yaşam
‘özür’(!) sürünür yerlerde pespaye
yol alır hatalar / yanlışlar gezegeni
rotası belirsiz bir yolda
/velhasıl/
‘yaşar ne yaşar ne yaşamaz’larda
omuzlarımızda gafletin taşınması zor
ağır mı ağır yükü
sene bilmem kaç /bu kaçıncı sonbahar?
küllenmiş harlara karışır/yüreklerde acılar
tarihe dip not düşün:
bu işin sonunda zâr var….
Kayıt Tarihi : 13.2.2010 06:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!