Dünyayı kusacağım...

Yusuf Ziya Leblebici
512

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Dünyayı kusacağım...

Ne etrafımızı çeviren gurbetsi duvar
Ne de aç karnına her gün yediğimiz şamar
Silemedi ki, sildiremedi bu hasreti
Toprak atsalar da üzerine azar azar

Adımlarım gecenin ormanına yol koyar
Ben sustukça türküler susar rüzgar uğuldar
Ben sustukça içim kanar yapraklar hışırdar
Kafamı eğdikçe ayaklarım seni arar

Ben yürüdükçe adımlarım sise bürünmüş
Ben yürüdükçe yollar parçalara bölünmüş
Ne adımlarım sana, ne sen bana gelirsin
Ancak gözümleki yaşta sandalla gezersin

Oysa, yüreğimdeki çıbanın inadına
Tatlı bir dolama olsaydın da parmağımda
Süzülerek yayılsaydın şu avuçlarıma
Nasırlarıma inseydin o sıcaklığınla

Dost bildiğim kararası kara akşamlarda
Sarsaydın beni bir oyanın yumağı gibi
Çıkıp gelseydin şehrin ara sokaklarından
Çöpçü misali dertlerimi süpürür gibi

Bir simidi ikiye bölüp de yediğimiz
Düşvari gerçeklere esen yel dediğimiz
Sevdamızı tütün niyetine çektiğimiz
O günler var ya, bu güne biber ektiğimiz

Teninin, çiçekleri kıskandırırcasına
Menekşenin kokusunu bastırdığı günler
Daha sonra, gittiğin dünüm gelir aklıma
Sisli bir dağ gibi bulandırdın beni mayısta

Yine bu şehrin kapılarını kilitledim
Seni götüren haramiler kaçmasın diye
Caddeyi, sokağı derince içime çektim
Hikayeler yazıldı, gizlendi gözlerime

Bulandım yine, bozuk dünyayı kusacağım
Çekil oradan da, üstüne bari gelmesin
Çıplak ayaklarımla yıllarca dolaştığım
Ateş mezraları sakın seni de küllemesin

Yusuf Ziya Leblebici
Kayıt Tarihi : 25.5.2004 18:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Ziya Leblebici