Suçun varlığı önemli değil,
Dik yürümeye utandim,
bana o dayatildi
Mahçup oluyorlarmış,
insanlık onuru diyorlar
Kabahatlerine örtü işte budur
Dayattıklari her zorluğa
Baş kaldıran benim
Istemedikleri her kılıfa
Mecbur edilen benim
Sonsuz tozlu yolların
Sayelerinde müdavini benim
Benim camlı pencerelerden korkan
Güneşin kesikliği kamaştırsada yüzümü
Apaçık gezinen de benim cismimdir
Inadina zıtlıkları toplamaya
uyanırım her sabah
Her sabah uyanırım!
Ne acı!
Sorsunlar bakalım!
Cenneti kaç kere reddetmişim
Huzuru nasıl un ufak etmişim
kalbimde sorsunlar
Açmaya çalışmak kendini insana
Siyah ve beyazın bir birine
uyumu kadar fanidir
Anlatmaksa amacım niyetimi
Anlayan kimdir, nerdedir?
Bu vicdanına susamış er kimse
düşmesin bizim buralara
Bizim içimizde yenilenler çoktur,
çok şeyi kurban verdik dar kalıplara
Verdiğimiz her nefsani kararda
Kaybolan yine bizdik,
Anlamadık, savaşmadık
Ön cephelerdekileri biz oturtup
Ve onları oturdukları yer için
Yine biz taç takmadık mı?
Zayıf her tarafımıza bir tanrı atamadık mi?
Sığınmadık mı her gülüşü güzele?
Şimdi en uzak çalılığa gömülesim gelir
Vücudumu taşlarda arındırmak...
Parçalarım bulunamasın mahşerde bile..
Peşim sıra gelecek her insandan kurtulur,
Yalniz ve bir yürürüm sonuma
Payıma bu saat düşse bir çığlık
Güle oynaya kabul edilir
Bilirim aksi, inkar; aksi, isyan
Hatasız, mavili ve annesiz hayatların yükü,
Merhaba...
Kayıt Tarihi : 28.7.2020 11:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!