Yasanmislar dokulurdu dilinden sadece olmuslar
Hic bir zaman duyamadik olabilecekleri...
Vurulmus bir kosede belki cocuklugu
Koturum kalmis erken ayrilmis sevdiklerinden
Daha cocukken cok kucukken
O gun bu gundur kaybetmis uykulari
Gecelerde ona gunduz olmus
Ve hic kimseler ona sarilmamis
Yalandanda olsa oksamamislar ipeksi saclarini
Ve elini tutmamis kimse gecenin en karanliginda
Hep tek yurumus icinde karanlik gecmisinin...
Duvarlarinda siyah beyaz resimler
Pencerelerini kapatan siyah kalin perdeler
Bilememis hayat bir lutufdur diyememis
Bir gecip giden saatleri sevmis ve dilsizliklerinin tik takini
Hayatta tikle tak arasinda asili kalmis
Ne tam tiki nede taki duyabilmis...
Bir gun bir firtina cikmis duvarlar uzerine yikilmis
Uyandiginda gozlerini kamastiran
Yillar sonra ilk gordugu gun isigiymis
Gunlerce susmus ve isigin icinde yeniden kendini bulmus...
Sari sicak bir aynaymis aslinda gun isigi
Mutlu yuzunu donebilecegi
Ve sessizce sonsuza kadar mutlu olabilecegi...
Dunyanin butun yitik cocuklari icin gunes dilemis
Sadece piril piril ipil ipil sipsicak bir gunes.
Ve gunesin kollarinda serpilsinler istemis
Hayatin tarlalarinda bilmis doganin neseli dilini dinlemeyi
Ve hic bir cabaya gerek kalmadan
Bir bitki gibide olsa mutlu kalabilmeyi
Gunesine donuk dallarinda ilk meyvelerinin agirligi
Ve kopacak ilk yavrularinin huznuyle
Yasamin icinde kendini bilerek
Koklerinin uzerinde
Ve sadece herkesin olan gunesin izinde
Yasamak
Halklarin tarlasinda sevgiyle...
Kayıt Tarihi : 18.2.2011 23:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!