Yaşamak,
Nefret söylemlerinin içine hapsolmuş
Akılcı bir yaklaşımın oyuncağıdır bu çağda.
Çağ,
ölü bedenlerin toprak üzerine gömdüğü kaçışların
esaretindeki
Yaşanması muteber olmayan bir vaktin kesiridir.
Böyle zamanlar,
dünyanın uzaya kustuğu gecelere denk düşer.
Bu zamanın çocukları da
Zinasıdır evrenin:
İsteksiz birlikteliklerin çocukları.
Ellerimize değer kinin çamuru,
Ya da siyaha çalması tüm yüreklerin
Bu zamanın hastalığının eserleridir.
Yalnız ölümlerin arkasından yas tutulmayacak.
Sesini duyamaz ya da hiç kimse
içimizde dinmek bilmeyen fırtınaların.
Oysa vaat edilen dünya;
Cennet tasvirinden hallice bir yerdi.
Doğmamış çocukların rahme düşmezden evvel isyan ederek ağladığı,
İlk nefes aldığında burnuna değen kokulardan rahatsız olduğu yer.
Bu yer, uzayda bilmediğimiz bir güzelliğin hakkını yedi.
Kütlesince kötülüğü içine çeken,
her bir sabah ayrı bir dalından tekrar salan onu.
Korkmadan, haykırarak zaman denen ilahi güce,
İsyana konu olmuş tekerrürleri ve geri gelmeyen anılardan;
Bizleri veyahut biz dediğimiz evrensel bir kuralın tezahürü olan bizi
Anılardan arındıran,
Ve yeniden aşk çamurundan var eden zaman denen ilahi gücedir bu sözlerim:
Haykırarak söylüyorum resimlere sıkışmış aşkların, gökte görülen kafatasları kadar
gerçek olduğunu.
Henüz zuhur bulmamış bir yasanın içine sıkışan,
Evrensel bir gerçekliktir bahsettiğim.
Bu bahsedilen, bir yaşamın filizlenişi
Bedenimize hayatın üflendiği ilk andır.
Zamanın emriyle evrilişimiz.
Kayıt Tarihi : 25.3.2020 17:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!