gözlerini, ya da böceklerini açtığında ya da çaldığında (çünkü tam bir sahtekardı. İnsanlardan ne istediğini bilmeyen ve bilmeyen insanlardan ne istediğini) yüzüne böceklerle yaptı makyajını
(Bir sonraki satırdan itibaren öyküleyici bir yüklem sıkıntısından bunalacağız)
Nefesi daralıyor ve bir şey göremiyordu
Sesi çıkmıyor ve hiçbir şey işitemiyordu
Her geçen saniye dünyanın merkezine daha kuvvetlice çekiliyordu
yordu. yoktu. yoruluyordu
böcekler bazen ellerime dokunduğunda olağanüstü duru ve akıcı sakinliğime şahit olabiliyordum
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta