.
1.
Her gün-eş-ini doğurdun
her sabah çıktığın ilk yolculuk
her gün kapını çalar akşam
yeniden uyanır karanlık
emanete bıraktın ellerini
ve ayakların tabansız
ayakların uçsuz bucaksız
gövden hala gülkurusu bir avuç kuytu
koyakları buruşuk ve küf kokan
mayhoş meyhanelerin masa örtüsü
sokağa silkelenirken silme çocuk
kapıya dayanır bir hayta
bir orospu çocuk
kadın kadın vakit tamam
kaldırımlar hala bir karış yüksektir yoldan
kaldırımlarda koklanır
günaşırı açan gül ve her gün
üçe beşe bölünür ekmek
git ara bul kendine düşen payı
içme hırsız elinden arsız suyu
2.
Dişi dişime değdi öpüşürken
örtme yorganı üstüme
içimden acı ırmaklar akar
içinde boğulur huyum
her şehir başka çağırır beni
bedenim gizil arzulara bürünür
kaç kez ölünür hayata Üç mü
beş mi on beş mi
kadınlık en fazla kaça bölünür
başımdaki taç mahalli zulüm
elleriniz mum ve urgan
koynum iki memeli iki varil
şehrin orta yerinde bir “avrat” gibi
seyirlik heykelim
bakışlarınızdan mahcubum
özür dilerim
3.
Tarifi var/mı erkeğin
tarlada fabrikada yatakta
yani mutfakta
yani işlikte
tarifi var mı kadının
dört çocuk anası
dört direk
ederse
bir erkek
4.
Günaydın sevgili gonca
gök kanatlı deniz
içimi gösteren ayna
sancak direğine astım gülüşünüzü
kuşlarınızı salıverdim sonra
kimsiniz diyemedim
necisiniz
beni sever misiniz
ama ben erkeğim
erkenim kadınlara
*BŞ: 08 / Gül Lal Nihal
*Yaba Edebiyat Dergisi Sayı: 51-52
Nevzat KırkpınarKayıt Tarihi : 25.4.2008 17:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bazen birkaç şiirden hemen anlarız şairin elindeki kalemin gücünü.
Bu da böyle bir şey işte...
Bir kadın olarak teşekkür ediyorum yüreğinize, düşünen yorumlayan beyninize....Kaleminiz susmasın...Siz çok yaşayın...
Yüreğine sağlık. Kalemin susmasın.
TÜM YORUMLAR (4)