Dünyada Hamal Şiirleri - Şair Dünyada Hamal

Nurunu idrak eden, volkandan çıkan lav gibi haykırır, hıçkırır ve taşar. Gaybe taşarsın, bin alem bir aleme yani kalbine sığar, kalp bin aleme parça olur. Bin gayb penceresi ile O'nunla hemhal olursun. İbn Arabi'nin ifadesi ile Sufilere göre tecelli, kalbe açılan gayb nurlarıdır.
Gaybin sırları hicabları kaldırır, seni senden alır, benliğini sana sensiz verir. Yunus Emre'ni deyimi ile Ben benliğimden geçtim, gözüm hicabın değiştirildi.

İsmi azamlarını tanıdıkça, İsmailvari irfan kazanıyor duygular. her idrak için bir kurban kesiliyor, kalplerde. Sıfat ile zat, batın ile zahir ayrı sayılırken, teslim oldukça, bütün zıtlıklar yeniden hüküm kazanıyor . Azamların ve esmaların hükümler içinde varidat kazandırıyor. İbn Arabi deyimi ile "Cismim parçalanıp tuz buz oldu" Artık bedensiz, kuskusuz ve tereddütsüz yola devam edilir. ceset fanilerin vadisine, kalpler kevn ve ayn diyarına düşüyor.

İdrak, beş duyu ve her organın duyma merkezi beyinde toplanır.Ruhun duyum ve doyum noktaları ise kalpte toplanır. Kalp ve beyin ilişkisi karışık bir dava. Beynin fiziksel işlevinin dışında hayata aksettirdiğimiz kavram akıl, Kalbin manevi unsurları arasında en önemli kavram nefs. Çünkü nefs rabbe karşı hep eksik olma hali, aşk ise nefsi yakma halidir. Bu nedenle kalp gözünün duyma alanı seyr-i illah. Fisusül Hikemde Arabiinin dediği gibi "kulak bâzen gözden önce aşka düşer." Yani maneviyattaki duyumsama ve cezb hali maddiyattan önce aşka kapılır. Böylece aşk ve nefs sürekli savaş halinde, zıtlıklar içinde bir bütünü oluşturur.

Görünüşte Haz. Adem ile Haz. Havva'nın yasak meyveyi yemesi ve İblis'in kibri yüzünden ciddi bir serüvenin başlaması vardır. Şer ve zulmün olmadığı bir mekandan her türlü habisin bulunduğu bir mekana düşüşün, Haz. Adem'in sonsuz bir evrende tevbesine mahsup kalması, Kabil'in cinayeti, Haz. Şit'in doğumu... Gerçekte ise cennet penceresinden cemale, dünya penceresinden celale muhatap bir yaşam oluşmuştur. Dünyasız bir cennet ile cennetsiz bir dünyanın ne olduğunu en iyi bilen kişi olan Haz. Adem ve Hz. Havva parçalanarak doğrulamanın en güzel örneğini gösteriyorlar. Cennet ve dünya arasındaki zıtlık, görünüş ile gerçeklik arasındaki zıtlıkla örtüşüyor. İdrak zıtlıklar üzerine dizayn edildiği için zıtlık ne kadar net ise idrak de o kadar saydam ve berrak oluyor. Zıtlıkları okuma sanatkarı olan Adem ile Havva bütün kavram ve uygulama zıtlıklarını birebir tadarak yaşamışlardır. Aydınlık bir zamandan karanlık bir zamana sürgün edilişleri, yakınken uzaklaşmaları, günahtan sonra tevbenin kabul edilmesi ile taçlanmıştır. Bu kıssa her esma-i ilahi gibi bize Allah'ın Baid ve Karib isimlerinin tecellisinin en güzel örneği oluyor. O hem yakın hem uzaktır. Günah işlerken Baid, tevbe ederken Karib ismine yakınlaşırız. Ademin genetiği olarak ilk etapta kavramakta zorlandığımız olayları Ademin çözüm yollarını uygulamakta bulmalıyız kendimizi. Görünüşteki düşüş, gerçekteki tevbe halini almalı.

Benliğimin kutularında sızlayan yalnız kalmışlıkların, kayan devir bir yıldız oluyor YA Resul
Gecenin sakinliğinde usulca hayat bulan aminlere bulanıyorum her şeyimle,
Daha derinden seni hissetmeye susuz dudaklarım,
Zaman merhametsizce hüküm sürüyor,
Mazlumun ayaklar altında yüreğiyle besleniyor zalim kalp atışlarım
Şefkate kanat çırpan kırlangıçların kanatları isyandan devleşen tel örgülere takılıyor YA Resul,

Sâlik, varidat ve ilhamlarını anlatmamalıdır. Bu, hem varidatın tesirini azaltır hem de onun Hakk’a karşı sadakatine mani olur.
Ibn Arabi
Padişah-ı Ezelî'nin umum âlemlerin Rabbi ismiyle ve kâinat hâlıkı unvanıyla, vahiy ile ve vahyin hizmetini gören şümullü ilhamlarıyla mükâlemesi olduğu gibi; her bir ferdin, her bir zîhayatın Rabbi ve Hâlıkı olmak haysiyetiyle, hususî bir surette fakat perdeler arkasında onların kabiliyetine göre bir tarz-ı mükâlemesi var.
Said Nursi
Melaike ilhamları, insan ilhamları, hayvanat ilhamları gibi çeşit çeşit ilhamat bulunuyor. Ilham meleklerinin verdigi bu ilhamat Muktedir olan Rabbimizin esmai cilvelerini ve ayani sabitelerini, ayinelerini, bütün mucizelerini, keramatlarini, kemalini, cemali ve celali sıfatlarını, mertebei arşiyesini, Vahdetü'l-vücudu ilmelyakin derecesinde gosterir. Bilinirki kula kalpten daha yakındır. Daha yakından dinler ve konuşmasına ilham iltifatı ile cevap verir. İnsan dahil sineğe nezafeti ilham eden, arıya bal yapmayı ilham eden, örümceğe yuvasını ormeyi ilham eden, bülbüle ahenk ilham eden, bitkiye renkleri ilham eden hatta nebatata rızkı ve zikri ilham eden nasil olur acz ve fakrı icinde olan kula ilhamat ilmini vermez? Verir ama sırlı verir. Anlaşılır ama sırlı olan ve marifet ve muhabettulaha hasıl olanlar anlyabilir. Allahin hakikati ile dista zuhur eden sey arasında kurduğu iliskinin kesiştiği noktada ic ve dış idrak araçlarının zenginleştigi durum ilham durumudur. Bu ilhamatlara göre yorum kabiliyeti gelişir. Kalp, sır, Lüb, aşk gibi pencereler açılır..tabiki bupencereler ve ilhamlar Rabbi Hasi miza göredir

İnsan nasıl oluyor da sonsuzluğa açılan sevgiyi nefrete dönüştüre biliyor?
Nefret ,sevgiyi kendine felsefe edinmiş birisi için yaşanılabilecek en çıkmaz kuyulardan bir tanesi. Sevmeye alışan veya alışmaya çalışan birisi için zor olan dönüşümü kabullenememek. İçine düşülen bu kuyudan çıkmanın tek çaresi beklemediğin şekilde gelişen nefret olgusunu kabullenmektir. Herkes herşey yapar sevgili. Herşey solar sonra herşey yeşillenir. Dinamizmin hüküm sürdüğü bir dünyada sevgiyi herşeye rağmen onarmak lazım. Öyle bir kale yapılmalı ki gönülde nefretle gelen bir kişi kalenin ihtişamından etkilenip kendi kalesini oluştura bilmeli. Gönlümüzde herşeyin tohumu var, neyi besler, sular büyütür isek kalbimizde onun hakimiyeti mevcut olur.

Bil Süveyda!
Sana hapsedildi ifadeye sigmayanlar,
Simdi guli hamram neyi izah edeyim,
Mahkum olan azaddan baska ne ister,
Senin aşkının azadı, maşukları duçar eder,
Bil Süveyda!