Çoğumuz birden çok cevabı olduğunu zannettiğimiz bu soruya biraz beyin jimnastiği yaparak cevap bulmaya çalışırız. Dilerseniz biz de çok az da olsa beyin jimnastiği yapalım. Sizi fazla yormayacağım.. Sadece birkaç tahmin.. Zira mesleğin ağırlığı görecelidir diye düşünüyorum. Herkes kendi mabeyninde yaptığı mesleğin çok ağır olduğunu söyleyebilir. Neye göre ağırlık? Beynin çalışma sistemine göre mi, fiziksel harcanan enerjiye göre mi, yoksa işin tehlike oranının yüksekliğine göre mi? Veyahut da çalışmanın sonunda verdiği psikolojik hasarlara göre mi?
Sizler biraz daha gayret gösterip beyin jimnastiğine devam ederseniz sanırım bu ihtimaller artacaktır. Aslında yaşanılan çağa göre de meslekler ağır ya da hafif kategorisine alınabilir. Yani iş yoğunluğuna göre. Toplumun büyük çoğunluğunu sağlıklı insanların oluşturduğu bir yerde doktorluğun çok ağır bir meslek olduğu söylenemez. Asr-ı saadet döneminde bir hekim Ceziret-ül Arab'a gider. Ona denir ki: "Sen burda iş bulamazsın. Biz acıkmadan yemeyiz, doymadan kalkarız". Yine hırsızlık, talan, cinayet vs.’nin çok seyrek görüldüğü bir toplumda bulunan asayiş görevlisinin işinin ağır olduğunu da söyleyemeyiz.
Dünyanın en ağır mesleği nedir diye sorulduğunda ilk aklımıza gelen iki meslek gurubundan dikkati bir başka noktaya çekmek istiyorum. Bütün zamanlarda ağır, ama zamanın şartlarına göre ağırlığının şiddeti artan veya azalan bir meslek... Ağırlık konusunda güncelliğini her zaman muhafaza eden bir meslek... Bu meslek gurubundakiler bilmezler kendilerini... Haberleri bile yoktur yaptıklarının bir meslek olduğundan. Yıllar sonra fark ederler belki de. Ve toplum fark edemez onları. Yaptıklarını... Kendileri de dahil olmak üzere yaptıklarını meslek olarak bile kabul etmezler. Belki fıtratları gereğidir bütün yaptıkları...
Lise yıllarında iken bir gün derste öğretmen bir soru sordu. "İlerde ne olmayı düşünüyorsunuz" diye... Herkes kendince bir meslek söyledi. Hiçbirini hatırlamıyorum bile... Ama bir arkadaş öyle bir şey söylemişti ki, kim bilir belki ben de o zaman sınıftaki diğer kişiler gibi onun esprili söyleyişine gülmüştüm. Komik gelmişti, belki kendi bile farkında değildi. Şimdi ne kadar haklı olduğunu düşündüğüm ve bütün sınıfı kahkahaya boğan o cümle
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Annelik ne kutsal bir makam ne güzel bir zenginliktir..Dilerim evaltlarınızdan hep yüzünüz gülsün sevgili dost...
İlgiyle okuduğum ve harika kaleme alınmış bi makaleydi, her günün Annesi olman dileğimle yuvanda sağlık, mutluluk ve huzur eksik olmasın, duyarlı yüreğine sağlık canım sevgiler...
Anneler günün hergün..deliye hergün bayram misali ;))) güzel annem hergün kutlu olsun..inşallah amin kere amin ;)))
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta