İşte benim yazıyla çilem bu: Kadınlar doğruyu söyledi ve yayıncılar aldattılar.
Yazdık, sesimiz askıdadır; harflerimiz kargaların gagalarında. Yazdık dünya değişmedi, namussuzlar okumadılar. Bir iki insan okudu; çok uzun boyluydular, göbeklerinde kaldım. Bir iki garibân kesekağıdından gördüler beni. Hep olmadığım yerde göründüm; yazmadıklarımı yazdım; demediklerimi dedim. Yayıncılar beni çok ucuza sattılar. Arayan kitaplarımı bulamadı. Bulanlar, çarpık dizilmiş, eksik çıkan, ırzına geçilmiş satırları okudular.
Gerçeğin cinleri hep yoluma çıktılar, beni hep çarptılar. Hakikat diye, güzellik diye methettiğim yârimi bir bâdeye oynattılar. Yazının rahmeti cinlerin üstüne olsun.
İlhan Berk bana “yazındaki deliliği yitirme Ahmet Nâim” dedi. Ahmet Nâim yazının gömleğini giyip, ilmiğini boynuna geçirdi.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta