Dünya Hali İşte Şiiri - Koray Sürücü

Soğuk bir kış akşamı, mesain biter,
Tutarsın mahalledeki meyhanenin yolunu.
'Afiyet olsun' der, girersin meyhaneden içeri.

Oturursun duvar dibindeki boş masaya.
Alıpta ufak rakını, başlarsın ağırdan yudumlamaya.
Dikkatini çeker duvardaki sökülmüş boyalar,
Biraz da sen sökersin.

Karşı masadakiler sohbette,
Birçok sözcük yığınından;
Beşiktaş, fenerbahçe, galatasarayı duyarsın.
'Ulan, görende memleket meselesi konuşuyorlar sanır ha, adamlardaki harerete bak! ' dersin.
Sonra, dalarsın sende sohbete dertlerinle...
Sohbet koyulaşır ve bir müddet sonra, bırakır kendini münakaşaya.
Sıkılırsın...
Dertlerin anlatır da anlatır, 'Ooff' dersin, 'amma sıktın sende! '...
Sonra dönersin başını dertten beriye.

Başlarsın bir şarkı mırıldanmaya kendince...
'Akşam oldu hüzünlendim ben yine'
Şarkıyı seversin ama sesinden tiksinirsin.
O yüzden şarkı kalır orada öylece...

Çapraz masadaki yaşlı adam çeker dikkatini.
Birşeyler sayıklayıp ağlamakta...
'Yazık' dersin..'Kimbilir ne derdi var..? '
Sonra bırakırsın yaşlı adamı düşünmeyi..

Aklına düşer o an;
Varlığından bile haberdar olmadığın, ama tanısaydın eğer; çok sevmiş olacağın Meksikalı amcanın öldüğü...
Düştü ya aklına bir kere, sen de başlarsın Meksikalı amcanın yasını tutmaya.
Ama rakının bittiğini görünce; unutursun Meksikalı amcayı, Düşersin rakının derdine.

Garsona bir işaret çakarsın, anında gelir bi ufak daha...
Bu sefer başlarsın hızlıdan yudumlamaya rakını.
Bir hoş olursun, başın dönmeye başlamış...

Bir süre boş boş bakarsın etrafa...
Her boş bakışta, bir yudum daha sallarsın rakıdan.
İçenlere bakarsın dikkatlice,
Sonra aklına gelir, bu insanların;
Senin için ne kadar önemsiz Olduğu.
'Ulen.. bunlar, benim için önemsiz; ama ben, kendim için Önemliyim. Ee onlar da, kendileri için önemli; ama ben de, onlar İçin önemsizim.' diye düşünürsün
Ve söylediklerine anlam veremez,
Yine sallarsın rakıdan bir yudum.
Masaların düzensizliğinden şikayet edersin sonra kendi kendine.
Sinirle sallarsın bir yudum daha.
Sonra, yerdeki karo taşlarını döşeyeni düşünürsün.
Hadi bir yudum daha...

Karşı masadakiler dikkatini çeker tekrardan.
Birçok sözcük yığınından;
Bejiktaj, fener, gassarayı duyarsın bu sefer..
'Ulen' dersin,
'Yazık ettiler bejiktaja. o penaltı verilmez miydi? ! ! .. İ.ne hakem işte N'olacak? ? ! ! ...'

Sonra memleket gelir aklına, sertçe yuvarlarsın rakıyı kadehten...
Bakarsın ki yine bitmiş rakı.
'Hay anasını sattığımın rakısı..kırılmış mı da dökülmüş mü de..' Falan da filan da diye başlarsın sövmeye.

Atarsın elini cebine çıkar bir yirmi lira.
Diğer cebe atarsın elini, ordan da bir vesikalık çıkar;
'Vay vay vay.. Kimleri görüyorum' dersin, kinayeli bir gülücükle vesikalığa karşı.
' Neyse seninle sonra hesaplaşacağız vicdansız karı (!) , önce bir Meyhaneciyle hesaplaşalım da...' dersin,

Çağırırsın garsonu, hesabı istersin.
'Elli lira ağabey.' der garson.
Verirsin yirmi lirayı, 'Üstü bende kalsın.' diye gülersin inceden.
Garson da tanır ya seni, güler geçer işte.
'Ay başında hesaplaşırız.' dersin,
O da 'Tamam ağabey takma kafana.' der.

Sonra oturanlara 'Afiyet olsun' der, çıkarsın meyhaneden dışarı.
Koyulursun evine doğru yürümeye, taşlı yoldan yalpalayarak.
Kafanı kaldırır bakarsın yukarıdaki aya,
'Ulen her gece aydınlattın ya yolumu, Allah razı olsun senden'
Dersin minnet duyarak.

Döndünmüydü soldaki yola, tam karşına çıkan apartımanın ikinci katına bakarsın dik dik.
Loş ışık saçmış daireye sinirle bağırırsın;
'Yapın ulen çocuk doğurma faaliyetinizi, yapın! ! ! .. Bakalım geleceğin, Hitler'imi yoksa Mussolini'simi doğacak! ' diye.

Sonra yalpalayarak yaklaşırken evine, tutturursun yine bir şarkı diline;
'Karlı kayın ormanında, yürüyorum geceleyin darararam..Taşlı yolda taşlı yolda, sürünüyorum geceleyin tirininim. hahaha.'

Varırsın evine, kurarsın saatin alarmını sabah yediye ve yatarsın yatağına öylece...
Hemen uyuyamazsın da zaten sen,
Başlarsın düşünmeye inceden...

En nihayetinde, hafif bir tebessümle;
'Dünya hali işte...' dersin ve dalarsın uykuya...