Dünya bir sofradır, kimi pay alır
Kimi sadece bir lokmaya kalır
Zalimin sarayı elbet boşalır
Mazlumun ahı da yola konarmış
Gönülde bir sızı, bitmez bir sızı
Kaderin alnına yazdığı yazı
Dertliyi ağlatır dertli bir sızı
Mızrap dokununca tele konarmış
Zirveye çıksan da sonun topraktır
İnsan bu dünyada bir kuru yapraktır
Vicdanı temiz tut, yüzün hep ak tut
Kibirli olanlar dile konarmış
Gözyaşı dökülür, umuda akar
Sabreden sonunda selamete çıkar
Sevda ateşiyle yananı yakar
Kavrulmuş yürekler küle konarmış
Dostun bahçesinde güller dermeli
Hak yolunda doğru izler sürmeli
Gerektiği yerde göğüs germeli
Korkak olanlarsa dile konarmış
Alın teri kutsal, helaldir ekmek
Erdemdir hayatta çileler çekmek
Yürekten isterse sonunda sevmek
Ferhat olan aşık çöle konarmış
Gezdim şu dünyayı, hep aynı devir
İster hakkı gözet, istersen çevir
Nice şahlar gördüm, koca bir devir
Sonunda bir kuru dala konarmış
Kimi saraylarda altınla oynar
Kimin tenceresi dert ile kaynar
Gözü yükseklerde olan o canlar
Günü gelince bir sala konarmış
Söz gümüşse eğer, öz altın imiş
Yalanın sonu hep bir hüzün imiş
Aç gözlü nefsin ki sonu tin imiş
Kanaat edenler bala konarmış
Yüzüne gülen her kul dostun değil
Dik dur her zaman, kula pek eğil
Gerçek sevda öyle basit bir değil
Sadece samimi kalbe konarmış
İnsanlık dediğin bir ulu çınar
Dalları göklere, kökleri pınar
Nice yolcular var durmadan yanar
Menzili bilenler yola konarmış
Nihayet bükülür o mağrur beller
Sükuta bürünür konuşan diller
Dünyadan göçerken o boş kalan eller
Bir beyaz kefenle hala konarmış
Emanet bu canlar, sahibine döner
Zaman mumu biter, ışığı söner
Nefsini öldüren o kutlu hüner
Cennet bahçesinde güle konarmış.
Kayıt Tarihi : 25.12.2025 14:03:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!