Bencil değilim! ..
Kendim için hiç bir şey istemedim bu güne kadar.
Ne siyahı beyazdan,
Ne de kötüyü iyiden ayırabildim.
Sevdim sadece yaratılanları
Karıncayı bile incitmedim.
Dost bildim yüzeme gülenleri,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
bu dünya dönsede senin benim için değil bu dünya dönekler dünyası ...dugusal insan olan insan karıncayı bile incitmez..
sende bu yürek varken herzaman acıyı tatar.. bir sana göre değil bu benim içinde geçerli.böyle düşünen herkes için...şiiri zevkle okudum güzelde olmuş kutlarım
Sevgili kardeşim Yüreğin öylesine güzelki onu inciltmelerine sakın izin verme. Ne sıcaklığını yitir, nede sevgini.degerli hocam ; şiirlerin özünde ne sırlar,ne hazineler saklıdır aslında.kimi zaman üzütülü kimi zaman mutlu bir yaşam sevgilerin gönüllerde yer bulmasi önemli olan ..bu güzel şiirini kutluyorum .Selam ve sevgilerimle.
KİŞİYE ÖZEL MUAMELE YOK EFENDİM…
Dünyadaki bütün insanlar, aynı isteği dileseydi Rabbimden, gerçekten dünya ve yaşamak nasıl olurdu Selma Hanım?
Herkese özle bir gün.
Kişilerin dilediği şekilde geçirebilecekleri bir zaman dilimi…
Öyle ya, diyelim ki, Allah bu isteğini duydu ve sizin gibi içi dışı bir olan, saflığın katıksız örneği olan size mahsus bir gün yaşattı…
Ya sonraki günler?
O günlerde ne yapardınız?
Efendim, işin latifesi bir yana, size de vermiş Yüce Rabbimiz, güzel günler. Güzel evlatlar… Güzel torunlar…
Dününüzü de hatırlarsanız ve yaşadıklarınızı da şöyle bir düşünürseniz, sizi de mahrum bırakmamış, o koruyuculuğu yüksek olan, Rahîm ve Rahman olan Allah’ım.
Allah bir kalp vermişse, Allah iki göz vermişse…
Göz gördükçe, kalp çarptıkça insan her daim sever ve sevecek de…
O çok şeyleri seven yüreğinde belki aşk anlamında bir cismani olmayabilir. Cismi olmasa da manevi yanı yeter insana, dün yaşadıkları hatırına…
Ne sen dünyanın içinde kaybolursun, nede dünya senin varlığında…
Dünya ile uyumumuz tam oldukça…
Kendi iç âlemimizde barışık oldukça.
Ruhumuz, gönlümüze, bedenimize sığdıkça…
Takdirlerimle Selma Hanım.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun efendim.
Her şey gönlünce olsun.
*
Tebdil-i mekân edilse de;
Unutulmayan dostluklara…
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta