Biz yalnızlaştıkça kendi dünyamızda, oturduğumuz koltuğa kıvrılarak, bir de başımızı omzumuza eğerek, kapılarını kapattığımız odada, garipsetecek bir müziğin eşliğinde, dalıp gideriz geçmişin hüzün seslerine. Ve sadece içimizde hissederiz geçmişin anılarını…
Sessiz ve ıssızlaştığımız anları tekrar tekrar yaşarız…
Biz umutsuzlukların arasından korkarak, irkilerek, ansızın gelecek darbelerin ardında yalpalayarak, tam da her şeyin bittiği anda umutsuzca umudu ararken, yalpalandığımız hayatı var gücümüzle tutmaya çalışan, belki de güçsüz insanlardan biriydik…
En çok beklenmeyenle karşılaştığımızda korkup saklanacağımızda örselenmiş düşüncelerimizle ayakta kalmaya kendimizi mahkûm hissedenlerdendik belki de…
Bıçak soksan gölgeme,
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Devamını Oku
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Oysa kimseler bilmezdi uykusuzluğumdaki gözlerimden akan yaşların damla sayısını ve de nedenlerini niçinlerini, sadece ağlıyordu gözlerim dünlerin yoksunlukla dolu zamanlarına…
Kutluyorum ve saygılarımı bırakıyorum sayfanıza...
Artık dünler vardı sevgili biz bir birbirimiz için varız derken, bu günlere taşımak olası değildi dünleri, bu günlerde yaşamak artık mümkün değildi dünlerle ve biz dünlerin içinde huşu ile kaybolurken bu günlerde acılara bularken dünleri artık sevmenin uzak yolcuları olurken, alışacaktık bundan sonra sevmenin vurgunlarına...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta