Dune Kadar Şiiri - Naci Baştürk

Naci Baştürk
12

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Dune Kadar

DÜNE KADAR

Kuru yemiş ve tombala, yılbaşı gecelerinin vazgeçilmez ikilisiydi. Bayram sabahları el öperdik..Ya bir şeker olurdu armağanımız,ya da mendil içinde harçlık. Kuru incir içine ceviz koyarlar,küçük ellerimizle yafa portakalları soyardık ‘Yerli Malları’ haftasında. Berberlerde ’Akbaba’okunur, kayışlar çelik usturalar bilenirdi. Radyo dinlerdik, ufkumuz genişlerdi. Hayat mecmuasında vizesiz pasaportsuz. Hikmet Ferit Es’le dünyayı dolaşırdık.
Türkiye de 67 il vardı düne kadar.Zonguldak’ta noktayı korduk. İş Bankası kumbaraları ilk tasarruf, ilk mülkiyet. Konkensiz kadın günleri yaşanırdı. Elişleri, danteller örülürken,inçe belli bardaklarda çaylar. içilir,sohbetler edilirdi. Yemek,beyaz masa örtülerinin üzerinde, porselen tabaklarda yenirdi. Komşu, sadece dilde değil yürekte de vardı. Evin küçük kızı komşuya gönderilir. ’bir maniniz yoksa annemler bu akşam size gelecek.’ denirdi. Lacivert yaz akşamlarıda, açık hava sinemalarına ’maile’ gidilirdi.
İnsanlar daha mı az yorgundu ne? Otobüslerde büyüklerine yer verilirdi. ‘Tekel Birası’ve Bafra Maden’ delikanlılığa ilk merhabaydı. Likörümüydü ikram edilen zarif kristal kadehlerde? Akide şekercimiz, macuncularımız vardı ‘yenice sigarası’nın ara kağıdında aylık bütçeler yapılır. Kimliğini bir türlü canlandıramadığımız ve tabii bir türlü canlandıramadığımız ’’Yuki’’ile şenlenirdi evler. Kahve yüz gram alınırdı,hem de taze. Kuruş bir değerinde ‘’1lira’’ vardı. Her kış öncesi evlerde reçeller yapılır turşular basılır,
‘’Job’’kullanırdı,’’Necat’’bulamayanlarımız. Siyah okul önlükleri, beyaz kolalı yakalar geceden ütülenirdi. Sevgileri, sevdadan ilden ile, gönülden gönüle taşırdı kartlarımız, mektuplarımız.

Ezanı hopörlerden dinlemez, dokuz kez düşünmeden söz söylemezdik. Çocuklar, oyun bile oynardı. Toprağı saksıda değil bahçede tanırlardı. Bir garip Orhan Veli’nin şiirlerinden İstanbul’u tanırdık. Şiirlerini çok gördük anmaz olduk. On Kasım’larda gazeteler siyah manşetlerle çıkar, fabrikaların sirenlerini çalardı. Anayurt dört bir yandan çelik ağlarla örülürdü. Ankara’yı ziyaret eden dostlar, Anıtkabir’e de götürülürdü. Bildiğimiz en gizli şey pençe, konuştuğumuz dil Türkçe idi. Fener alayları yapılırdı caddelerde, kucak kucak çiçekler toplarnırdı ’Anneler Günü’nde. Gaziler derneklerine gider yardım eder Allah Razı olsun duası alırdık. Göğsümüz Cumhuriyetin Tunç Siper’iydi Milletvekilleri, milletin vekiliydi. ‘Yeni dünya kurulacak ve Türkiye dünyada yerini alacaktı. ’İnanmıştık, inandırıldık…

Geleceği geçmişten koparmadan kuracağımızı sanırdık. DÜNE KADAR.Yaşadığımız binlerce gerçek ve kurduğumuz binlerce düş vardı. Ve yıl İki bin on altı sonrasında sadece bir avuç değer kaldı. HERKESE MUTLU GELECEKLER…

Naci Baştürk
Kayıt Tarihi : 25.4.2016 21:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Naci Baştürk