Gözleri biraz zeytin, biraz bulut, biraz gam...
Bazen merhem olurdu, bazen silah olurdu.
Göz kırpışı bir gündü; kapandığında akşam,
Gözlerini açtığı her dem sabah olurdu.
Gülüşleri, tarifsiz keşfe açık tatlardı.
Öyle ki gülümserdi, hasetten ay çatlardı!
Bazen ağladığını görürdüm, üzülürdüm
Öksüzlüğüm aklıma gelirdi, ah ederdim.
Bir gün yine ağlarken gözyaşlarını gördüm
Kalbimi mendil diye avuçlarına verdim
Bir süre gözlerimin içine bakakaldı
O günden gözlerimde aşktan bir leke kaldı.
Cam fincanda birer çay içmiştik karşılıklı
Elleri uzuncaydı, güvercin gibi ürkek
Biraz şaşkın, biraz toy, biraz sevda kılıklı
Sustuk birbirimize; iki mustarip yürek...
Biz susunca, kuşlar da börtü böcek de sustu
Yaşanılası her şey o sükuta mahpustu.
Konuşmaya başladı, ortalık miski amber
Serpildi orta yere dilindeki rayiha
Ferahlıyordu sanki o konuştukça her yer
Huzura kavuşmada merhem olmuştu ruha
O günden hatırımda o bir kaç dakka kaldı
Zaman gençliği değil anıları da aldı.
Bu hicran o an sanki bir tek bize mahsustu
Çöl sandım ben vahayı, o çölü vaha sandı.
Kurt sesleri duyuldu, üstelik hava pustu
Sığındığı çobanı koyunlar dostu sandı.
Soğudu çaylarımız, almadan iki yudum
On dakika içinde birkaç sene büyüdüm
Kör kuyular içinde açlıkla imtihanım
Yokluğuyla başladı, her güne çentik attım
Bir Leyla, bir Rosa'ydı, bazen de mihribanım
Varda yokluğu tattım, yokta varlığı tattım.
Aynada suretim yok, ben kendimle tezattım
Kah aklımı yitirdim, kah gönlümü kanattım.
Oysa gözleri hala, tam karşımda duruyor
Narin parmaklarının şu bardakta izi var
Azarlıyor, susuyor, konuşuyor, yürüyor...
Kaldırımda, yollarda her durakta izi var.
Ben sussam, kalp susmuyor, taaa şuramda sızı var.
Her şiirde bir oğlu bir de ergen kızı var.
Kayıt Tarihi : 23.11.2021 00:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!