kanatlı iskeletlerin kucağında oturulmaz,
bakışlarını göremediğin yüzün ne anlatacağını bilemezsin....
kara talihlerin rengini kendin boyarsın,
hangi kata çıkacağını bilmediğin asansörlerin kapısı asla açılmaz...
bir çocuğun yüreğine kaç tane balon sığar?
elinden tutup gezdirebileceğin ayaklı sevgilerin kalpleri yanında mıdır?
aşk devrinin şafağında tabakta iki zeytinle de doyarsın,
numaranı bırakıp gideceğin sevgiler sırtına ceketini alır çıkar....
talepkar gönüllere koyabileceğin sınır bulamazsın,
katiller ile melekler bir arada yaşayamaz,
ya katil vurur,
ya da kanatlar çarpar yüzüne...
yarıklardan aşağıya süzülen damlaların arasında bulunca kendini,
bilinmez akarsuların dallarını ıslatırsın,
izin almadan açılan kapılar bir zaman habersiz kapanabilir...
gerçek dünyaya tek bir geçiş yolu vardır,
acıtmadan hiç bir bitkiyi topraktan sökemezsin,
yarın yaparım diye konuşan dillere yeni bir güneş asla doğmaz....
tadından yenmeyecek kadar sevdim seni,
abartılara küsmeyi bilmez sevgilerim,
birbirine bağlanan ortak noktalar çoktan liseye başladı...
detaylı bilgi için sizi uzmana devretmeyeceğim,
ben aşkımın cılkını çıkarana kadar deşeceğim,
enerji bayrakları içimde dans ediyor,
sigara gibi birini söndürüp diğerini yakamazsınız,
izmaritler birikir zamanla....
kurtulmayı istemediğim tek esaretlik bu olsun,
iki gümüş bileklikle benim hangi duygularımı bağlayacaklar sanki,
içeri girsem bir şey fark etmez,
yüreğimin gözleri dışardadır hep benim,
aşkımın peşinden gölge gibi zıplar durur...
tutarsız ve eksik kemiklerin üzerine hangi deriyi koyarsanız koyun,
rengi kaymış desenlerin arasında kalır sevgi,
reklam yasağı yönetmeliğinin bilmem kaçıncı fıkrasınca,
kalbimin görüntüleri izinsiz yayınlanamaz,
tedbir koyulabilecek boyutta aşkı yaşarım ben....
aşk kapsamı içerisinde iş elde etmek isteyen sahtekarların,
doğruluk ve onur içinde yerine getirebilecekleri tek şey aptallıktır....
bacaklarının bağını çözecek yasalar var diye avunmam,
iki gök gürlemesi,
bir kaç şimşek dizleriyle toprağı öpmesine yeter....
sert görünümüne rağmen altın gibi kalbi olmaz herkesin,
tasvirlerin gerçeklerle anlaşamadığını bilir bazı yürekler,
olduğun gibi görün,
ya da
hiç değme gözlerimin ferine...
bilinmez hediye kutularının fiyongunu çözünce yaşanan hayal kırıklıkları gibi,
elinde çiçeklerle koşarak gittiğin duraklardan,
gelmeyen sevgilinin baş üstünde hayalini taşıyarak eve dönmen gibi,
kazanacağını sandığın her elde son kartın kalp birlisi olmadığı gibi,
aşksan aşık gibi davran,
değilsen kara sineklerle her oyunu alamazsın....
kalk ayağa bakalım kanatlarından kaçabilecek misin kemiklerin,
eşi benzeri olmayan aşk imkansızdır ben desem de,
lafın gelişi hep aynı perona uzatmaz ayaklarını....
eşsiz dünya yoktur,
eş olmadan dün vardır yaaaaa....
Kayıt Tarihi : 12.3.2018 21:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Kemal Erdoğan](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/03/12/dun-yaaa.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!