Ne güzel geceydi dün gece, ne güzel geceydi:
Onunla sarmaşdolaş, dudak dudağa,
talih kapısı ardına kadar açık,
güneş kucağımızda.
Ne güzel geceydi dün gece, ne güzel geceydi:
Şarap tasını her sunuşunda
ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
Devamını Oku
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
Tasavvuf deryasına dalmış bir Hak âşığıdır. İlmi, teşbihleri, sözleri ve nasihatleri bu deryadan saçılan hikmet damlalarıdır. O, bir tarikat kurucusu değildir. Yeni usûller ve ibadet şekilleri ihdâs etmemiştir. Ney, dümbelek, tambur gibi çeşitli çalgı âletleri çalınarak yapılan törenler ve âyinler, Hazret-i Mevlana’nın vefatından 3-4 asır sonra meydana çıkmıştır. Halbuki o, ney ve dümbelek çalmadı. Dönmedi, raks etmedi. Bunları sonra gelenler uydurdu. 47 binden ziyade beytiyle dünyaya nûr saçan Mesnevî’sine, her ülkede, birçok dillerde şerhler yapılmıştır. En kıymetlisi Mevlana Câmi’nin kitabı olup, bunun da şerhleri vardır. Türkçe şerhlerinden, Ankara vâlisi Âbidin Paşanın şerhi çok kıymetlidir. Âbidin Paşa bu şerhinde, ney’in, insan-ı kâmil olduğunu ispat etmektedir.
Mevlevîlik, cahillerin eline düştüğünden, bunlar ney’i çalgı sanarak, ney, dümbelek gibi şeyler çalmaya, dönmeye başlamışlar. İbadete, İslam dininin yasak ettiği çirkin şeyler karıştırmışlardır. Hazret-i Mevlana, bırakın ney çalmayı, oynayıp dönmeyi, yüksek sesle zikir bile yapmadı. Nitekim Mesnevî’sinde diyor ki:
Pes zî cân kün, vasl-ı Canan-râ taleb
Bî leb-ü gâm mîgû nâm-ı rab.
Manası şudur:
O halde, Canana kavuşmayı, cân-u gönülden iste
Dudağını oynatmadan, Rabbinin ismini kalbinden söyle.
Bugün, bu tasavvuf üstadının türbesine sonradan konan çalgı âletlerini görenler, işin gerçeğini bilmeyenler, bu mübarek zatın çalgı çaldığını, bu aletlerin onun olduğunu zannetmektedirler. O hakikat güneşini yakından tanıyanlar, bunlara elbette itibar etmez. Zaten bu büyükler, şüpheli şeylerden kaçtıkları gibi, mubahları bile sınırlı ve ölçülü kullanmışlardır.
Sizi gidi cahiller. Bre ahmaklar! Mevlana peygamber veya bi ilah değil. Mevlana insan insan! Sizin aklınzdan şüphe ederim. İnsan çok az düşünüp anlayamaz mı? Adam istediği her şeyi yazar bunu siz ne maksatla ve kime yazdığını bilemezsiniz. Bu yazdıklarımı anlamanızı da beklemiyorum.
Mevlana nın böyle bir şiiri yok.
İlahi aşka ermek her baba yiğidin işi değil.Helede Muhabbetullah...Gelecek neslimize bu kültürü kesinlikle aşılamalıyız! Sevgisiz dünya zindan misali
Mevlana'nın eserlerini yorumlayacak makama eremedik henüz :)
harikaydı..
en sevdiğim şiirlerdenden sadece 1 tanesi
Hani aklında tam sırasıydı ya.Sevgilinin kucağında yavaş yavaş dünyadan kaybolmak üzereyken.Zihninin en ücra köşelerini diken diken eden bir ses aklını başına al.
Gündüz gelen atlı sevgili ak yüzlü kara gözlü kara saçlı sevgili yatırın yanındaki sulucak köşede çadır kurmuş beni çağırdı indim sonra da çıktım bir baktım gece olmuş hala onun dudaklarındayım...
akli yazami-YORUM
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta