-hep ölüm verdiniz hiç değilse biz yaşasak-
yeşili çalınmış karalama öykü
temize geçilmedi sayfalar hala kurak
önce deniz yandı düş kaçağı yangında
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
hoşgeldin hayat
dikeni tanı bu yolda yürüyeceksin yalınayak
Hayat bir gül kadar güzel,dikenli yollar ne kadar canımızı acıtsada.
Hayatın dikenleri sizden uzak kaleminiz daim olsun sayın Gülsün.
uyandık kuru ırmak yatağında
dünü görmeden bugünü göstermedi salıncak
türkü öğrendik adımızı ezberlemeden
güze teslim yel bilmez dalımızda körpe yaprak
hoşgeldin hayat
dikeni tanı bu yolda yürüyeceksin yalınayak
Elinize sağlık.
Zorlu hayat mücadelesinin etkili anlatımı...Ve süregelen düzenin çıplak bir bakışla analizi...İnsanlığın genel manzarası net olarak betimlenmiş. Büyük bir keyifle okudum.
sırtımızda'siz'
büyüyoruz
ağır aksak
Tebrik ediyorum....Saygılar...
Sevgili Ferhad Gülsün,
Şiir dilinizi hep sevmiş, çalışmalarınızı hep keyifle okumuşumdur.
Kutlarım. Daha nice şiirlere... Sizi takip etmeye devam edeceğim.
Selam ve sevgilerimle...
kandık sabahın gece söndüren masalına
saatimiz çalmadı hangi umuda kurduysak
dokunma
çocuk saçından kırık toplamak yasak
...
güzel bir şiirdi...
Günün şiirini kutluyorum.
Dün/bugün
Çokta değişmeyen bir süreç. Hepimizce tanıdık.Kalemi kutluyorum.
..........
dere yataklarında
çırpındı inancımız
girdiğimiz yolların
toprağına karıştı ağırlığımız
yitip gitti zaman içinde
usul usul
yine bizim için
sarı zamanlar
yine bizim
ellerimiz yoksul
Ünal Yıldırım
hoşgeldin hayat
dikeni tanı bu yolda yürüyeceksin yalınayak
sonra kalem tuttuk baba kucağında
dağ çizdik güneşe yakın evimize uzak
uyuduk...
kandık sabahın gece söndüren masalına
saatimiz çalmadı hangi umuda kurduysak
dokunma
çocuk saçından kırık toplamak yasak
sırtımızda ’siz’
büyüyoruz...
yürürken ağır aksak
VE HOŞGELDİN HAYAT...
AYAĞINA DİKENLER BATARKEN KANAYAN TENİNDE YANSIYACAK ACININ YAŞAM SOLUYAN RENGİ....
HARİKA BİR ŞİİR OKUDUM ...TADI YÜREĞİMDE YANSIMASI KALEMİMİN UMUTSUZ UCUNDA....
KUTLADIM YAZAN YÜREĞİ....
'Şairler önlerini bulandirmeye sevendir' der Nietzsche - onun içindir ki bu sayfadaki bir çok şiire ! yorum yazmıyorum..
bulandırmaya çalışan bir deniz'in ! şeffaf şiiri
Behruz Dijurian
'Güneşi: gece bir süre örter, ama söndüremez...'
Hasan Buldu
Tebriklerimle şair.
Olağan üstü, harikulade bir şiir... Seçici kurulu uzun aradan sonra tebrik ederim... Şaire ise ancak hayran olunur... Saygılarımla Mehmet Yücedağ
Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta