Dün sana yandım
Sana kandım, ufkuna daldım
Selamsız yürüdüm
Hayalini sürüdüm
Baktım peşimde yoktun
Kalakaldım! ...
Dünden geliyorum bu gün
Zaman mahpus
Ses fırtına büsbütün
Sevgi yüklenmiş sırtıma
Akşamlar kaçıyor durmadan
Yollar Yusuf’a çıkıyor
Yusuf mahpus
Varamadım! ...
Meydanlar daraldı
Kızılay’da yokuşlar var mıydı?
Çıkamadım yoruldum
Dün güpegündüz vuruldum
Gönlüm yara aldı
Saramadım! ...
Yürüdüm kornalar eşliğinde
Yollar bitmedi
Gözümde silindi ne varsa
Bir şey gitmedi...
Durdum bir ara bakındım
Bana bakanlara baktım
Sana yakındım
Aşılmazlığı aştım
Şaşılmazlığa şaştım
Kendimle savaştım dün
Sana ulaşamadım...
Soranlara “yok bir şey” dedim
Takmıyor göründüm taktım
Kim olduğunu kimselere söylemedim
Resmini gizledim elimde
Bakmıyor göründüm baktım
Eridim su oldum dün
Sana aktım...
Neyleyim
Ufkuna vuruldum
Varamadım boşuna yoruldum
Çiğdemi,gelinciği papatyayı severmişsin
Sen delirmiş;
Gönlünü nergis bakışlıya vermişsin
Saçını hayaller tararken
Yoluna bahar ovaları seremedim
Çaresizim
Çiğdem, gelincik, papatya deremedim! ...
Kim bilir kulağında kimler çınlamış
Sen hasreti çıkınlamışsın
Yollara koyulmuş
En deli çağında binlercesine veda etmiş,
Birini bulmuşsun...
Yüreğinde sevdalar dolunay olmuş
Başını alıp gitmişsin
Belki de vefa ummuş
Cefadan kurtulmuşsun...
Bilemedim...
Yaklaştıkça uzaklaştığım
Buldukça kaybettiğim
Son vurgunum!
Sevdanın kurşuni ağırlığıyla sükut
“Sağ elinizde yüreğiniz,
Sol elinizde bir demet gül”
Bunlar mümkün mü ey?
Susmak sonsuza dek
Mümkün mü?
Geriye bakmadan yürümek! ...
...........
(07.06.1997- ANKARA)
Kayıt Tarihi : 6.10.2007 06:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!