On duvar iç içe, yan yana
Anadolu yaylasında.
Su olur, akar gürül gürül
Kurumuş çeşmelerinden köylerin.
Okul olur, ışık tutar
İşlenmemiş dimağlara.
Yol olur, insaf iletir kentten köye.
Alet olur toprağı işleyecek
Parçalar bin yıllık sapanı.
Ve kara ekmek olur bu duvarlar
Aş olur yoksul sofralarında.
DUMLUPINAR tarihten şanlar, şerefler taşısın.
DUMLUPINAR varsın orta çağda yaşasın.
Yaşasın bozkırda yükselen ak duvarlar.
Yan yana, iç içe
Duvarlar yükselir göğe doğru.
Milyonların ahı taş kesilmiş
Beten üçgenlerde.
Yoksulluk içinde sırıtır
Zengin figürler.
Ağzı dili olsaydı bu duvarların
Bir HAZIR-OL
Bir HAZIR-OL çekerdi tüm fikirsizliğe
ve arkasından bir MARŞ! MARŞ!
Toz olur, yok olurdu düşüncesizlikler.
On duvar, yüz duvar, bin duvar
Bu-da-var, şu-da-var, o-da-var.
Sonu gelmez boş emekler, hesapsız harcamalar
ve otuz iki milyon…
İlahi bir buyruk
Gök kubbeyi çınlatmalı;
Sefalete son!
Altın keseyi şişirmeğe
Omur ilikten idareye son!
Gösterişe alayışa
Tarih öncesi yaşayışa son!
Kayıt Tarihi : 4.12.2017 15:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!