Oldu işte, en sonunda
bende başladım şu zıkkıma.
Ellerime, ellerinden başkası haramdı.
Bu gece bir harama bulaştım, affet beni.
Affet, nefesime saklı nefesine halel getirdim.
Sen bana cilt cilt sözler bağışlamışken,
ben o sözlerle sana dumanlı cümleler yazdım.
Dumanlı masalarda dumanlı havalar yarattım.
Bilirim, elimde görseydin şu mereti
senin de gözlerin yaş dolar ve ağlardın.
Benim ağlayıp gözyaşlarına boğulduğum gibi.
Olsun gökkuşağı gözlüm.
Hasretin, hüznün yanında
birde tüten duman olsun.
Oysa sigara en çok şiire yakışırdı.
Öyle yazmıştım kalp kardeşime.
Lakin her şey istediğim gibi olmadı.
Nasıl ki sevdamıza hasret çöreklenmişse
dumanda gelip bu gece üzerime çöreklendi.
Anladım illegal yanım, anladım.
Her şey istediğimiz gibi olmuyor, anladım.
Gözlerime sis çöktü.
Ruhuma çamur sıçradı.
Gözlerimdeki fer söndü.
Ruhum cezai suça karıştı.
Şiirime bulaşan duman
ciğerime ciğerime işledi.
Dolunaylı en güzel vakitte
geceyi karanlığa mahkum ettim.
Müebbete çarpıtılmam gerek illegal yanım!
Öpmeye doyamadığın dudaklarımı
sanırsam artık öpmek bile istemezsin.
Evet, bana kızmakta haklısın.
Sen, semada yıldızımıza eşlik edip
ışıl ışıl parlayan dolunayı seyrederken;
ben, bu gece dumanlarla sana ihanet ettim.
Bedenimi dumanlı masalara meze ettim.
Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil, beş değil.
Biri bitmeden ötekini yaktım.
Arka arkaya içtim, içtim, içtim.
Ehh külleri biraz da üzerime, sağa soğa döktüm.
Külleri, kül tablasına dökmeyi bilmiyorum ki.
Sigaradan olsa gerek,
kalktım halaya karıştım.
Sonra hiç tanımadığım
bir göz gözlerime değdi,
hiç tanımadığım bir parmak
parmaklarımın arasına girdi.
Bu güzelim dolunaylı geceye
bu kadar ihanet yeter, dedim,
usulca geçip yerime oturdum.
Saat geç oldu kalktım eve geldim.
Boğazım düğümlendi, yine ağladım.
İhanetimin cezasını çekercesine
çocukça hıçkıra hıçkıra ağladım.
Dumanlar kement olmuş
boğazıma yapışmış, sıkıyordu.
Boğuluyordum.
Nefes alıyorken boğuluyordum.
Geceyi gün ettim.
Yaşaya yaşaya boğuldum.
Boğula boğula isyan ettim.
Hasretim, seni bana kavuşturdu mu?
Hüznüm, şiirden başka ne kattı ki bana?
Efkârlı mektuplar seni benle buluşturdu mu?
Muhabbet bağındaki güller soldu.
Ab-ı revana kara bulutlar doluştu.
Sözlerinin her biri gazel-i gülistandı.
Şimdi kalemim dumanlara boğuldu.
Kayıt Tarihi : 25.11.2018 14:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!