Dumandan varlık, cismani zuhur,
Dergâhında yılların izi var.
Fikirsiz akla saklanan gizli kusur,
Kalbi icmalinde ölüm gizi var.
Sirayet eder mi içerdekine?
Yer edinebilir mi bir yudum huzur?
Huy, suy, derken sana kalan ne?
Gazabına, düşlerini saran ne?
Kırk gün sürecek bir düğün değil,
Kırk gece çekecek bir zulüm değil,
Geç kalma diyorsun, önünde eğil,
Benim anlamadığım senin zorun ne?
Harcanıp zaman gibi, kayboluyorken,
Eriyen bir mesafeye hapsoluyorken,
Hayatım, hayatın zehroluyorken,
Peşine düştüğün yerde duran ne?
Perdeler inmeli, sır görünmeli,
Sahnede yeni oyun sergilenmeli,
İnsanlar değişmeli, çocuklar gülmeli,
Hürriyeti bu hayata esir kılan ne?
Adilerin hükmettiği adalet mi olur?
Sefa sürenler yüzünden sefalet mi olur?
Gösterişe tapanda zarafet mi olur?
Seni sana döndüren felaket mi olur?
Cihangir Dünya senden daha büyük,
Marifet kendi dünyanı yönetebilmek,
Aklına sahip olmak asıl büyük yük,
Son nefes gelmeden yok pes etmek.
(Eksik Yolcu - Lal Perküsyon Şiir Kitabından)
Cihangir ÇağlarKayıt Tarihi : 7.4.2023 10:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sorgulardan yükselen basamaklar ve arşa uzanan bir merdiven. Bendeyse bir çatlak beyin, bir kırık kalp, bir de yaralı özgüven. :((
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!