DÜĞÜN ŞİİRLERİ

DÜĞÜN ŞİİRLERİ

Yusuf Tuna

Benim çocukluğumda eski düğünler bir başka olurdu.Köy yerinde düğün var dendi mi? Millet sel gibi akın akın düğünde heleşenlik görmeye koşardı.Dedikoducu karılar laf ebeliği yapmak için dokuz obayı gezer,obadan obaya ulak gibi söz taşırlardı.Mahalledeki kadınlar ile avrat takımı fıstanı giyer,ayağında şal donu ile başında dastar süslenir püslenir sanki görücüye çıkan kızlar gibi düğün yerine varıp otururdu.Gelinlik çağına gelen genç kızlar ile bıllaları da gözlerine sürme çeker,ellerine kına yakıp iki saat ayna karşısında yanaklarına al süreceğiz diye uğraşırken,anaları oradan bağırır; ’’Hadi gız çabuk olun geç kalacağız ‘’demesine kulak asmadan hala süsleneceğiz diye ölür geçerlerdi.Bazısı da anasına kızar; ’’Tamam ana be! Geliyoz işde.Ne çengireyip duryon? ’’diye analarını burunlarlardı.Genellikle ana kız arasında bu geri söylemeler yüzünden hır gür çıkar kavga olurdu.
Yeni yetme deli oğlanların da bıllalarından geri kalan tarafı olmazdı.Onların saçlarını ıslayıp buzağı yalamış gibi yapmaları,dikleşen saçlarını eliyle bastırıp iki saat uğraşmaları insanı çileden çıkarırdı.Onların bu hallerini geriden izlesen güle güle ölür geçerdin.
Orta yaş gurubu erkeklerin süslenip püslenmeleri ise daha başka olurdu.Başlarına bir Beşkazanın yedi köşeli şapkası,ayaklarında çakşır,bellerinde bir şal kuşak,içine Osman Usta kaması sokulur ayaklarında körüklü Söke çizmesi gacırt gacırt yürürken hallerini bir göreceksin gülerken çatlarsın valla.İhtiyar gartalozları hiç sormayın zaten.Onların havası daha başkadır.Başlarında yine Beşkaza şapkası,sırtlarında dolma tüfekleri,bıyıklarının uçlarını çam akmasıyla sivriltip yukarı doğru koç boynuzu gibi burarken, süründükleri kara kedi misi elli metre ilerden siğgin teke gibi kokardı.
Tabi ki bu düğünlerde yapılan süslenme boşuna değildi.Herkes kendini göstermek için çaba sarfeder,evlenecek kız ile oğlanlar düğünde birbirlerini görüp beğenirlerdi.Oğlan anaları da bu düğünlerde oğluna kız beğenir daha sonra istemeye gidilirdi.Eğer söz kesilirse ardından nişan ile düğün yapılır, gençler evlendirilirdi.Kız verilmezse bazen kızı oğlan kaçırır sonra düğün yapardı.Pusat alınır,düğün hazırlıklarına pazartesi başlanır,davullu-zurnalı-delbekli bir hafta düğün olurdu.Cumadan yük verme,cumartesi kız tarafında kına gecesi,erkek tarafında Arap Hasan oyunu oynanır,güreşler yapılırdı.Pazar gelin alma,pazartesi de gezeleme yapılırdı.
Şimdiki düğünler düğün mü? Bir akşam balo yapıp,orkestra eşliğinde dans ederek yapılan düğünün tadı tuzu olmuyor.Eski düğünler balo gibi bir akşam değil bir hafta sürerdi.Gençler atı eşeği çektiği gibi dağa odun etmeye giderlerdi.Kadınlar yufka açar,saç böreği,hamurlu ekmek yapar,yapılan yufkalardan makarna kıyarlardı.Koca karılar ekmek pişireceğiz diye ocakla saç başında ellerinde döndereç domates gibi kızarırlar,yaprak misali gevrerlerdi.Genç kadınlar sabaha kadar donma dökeceğiz,yaprak saracağız diye ölür geçerlerdi.Bir yandan gelenlere sinilerle yemek verilirken,bir yandan da bulaşıklar yıkanır,düğün telaşından bir o yana bir bu yana koşturmaktan insanların tabanı şişerdi.Davul zurna eşliğinde gelen misafirlerin okuları alınır buyur edilip bir yere oturtulup yemek verilirdi.Hele köy ağası gelince göreceksin şamatayı.Ta karşıda iken silahlar atılır.Düğün sahiplerince ağa karşılanır.Baş köşeye oturtulup izzet ikramda bulunulur,gönlü hoş edilmeye çalışılırdı.Davul zurna ve silah sesleri birbirine karışır,davulcular ağadan bahşiş alacağız diye artık çalgı çalarak hünerlerini gösterirdi.
Akşam olunca şenlik şölen başlar,sipsili sazlı oyun havaları,öbür tarafta davul zurna eşliğinde aheste aheste Muğla Zeybeği yada Fethiye Teke zortlatması oyunu oynanırken,koskoca heriflerin oyunlarını seyretmeye doyamazsın vallahi.Meydana kocaman bir ateş yakılır.Burada yapılan güreşler ile oynanan Arap Hasan oyununu seyretmeye cümle alem gelirdi.Bir erkeğin beline yastık bağlayıp takma sakal takılarak bir elbise giydirilir,elinde kül torbası ile konukların üzerine kül seperdi.Bir erkeğe kadın fistanı giydirilip kadın yapılır.Bir kişinin de yüzü yağlı kara ile boyanarak damat yapılır.Arap Hasan bu kızı kaçırmak için uğraşırken, iki kişiden çul örtülerek yapılan deve onlara saldırır,dede de Arap Hasanın gözüne kül atarak kızının kaçırılmasını önlemeye çalışırdı.Sonuçta kızı Arap Hasan kaçırır ve evlenirler.Bu şekilde Arap Hasan oyunları oynanırdı.Bizler de onlara bakacağız diye ağaçlara çıkar tavuklar gibi tüneşirdik.
Kına gecesi; kız evinde yapılır,delbekler eşliğinde söylenen kına türküleri ile oynanır sonra geline kına yakılırdı.Biz de bazen geline bakacağız diye kadınların arasına karışır,koca karılardan değnek yememek için anamızın eteğine dolanır,gizlice ordan sıvışıp kaçarken bazen çukur düşer sopayı yerdik.Bazen bizi kovalayan karılara kızar taş alama ordan kovalardık.
..

Devamını Oku
Çiğdem Alsancak

Düğün var düğün acıların düğünü
Umutlarım soldu
Hayallerim öldü bugün
Acıların düğünü bu düğün
Yalnızlığın bu düğün
Gülüm kurudu, karanın düğünü
Bu düğün
..

Devamını Oku
Yahya Koza

Dolayı hasan dolayı

Elazığın merkez alişam(harmanpınar) köyünde düğün vardır köy sakinleri ve civar köylerden tanıdık lar akrabalar davetlidir köy meydanında düğün hazırlığı yapılmıştır misafirler gelip meydana toplanmaktadırlar kızve oğlan tarafı gelenleri karşılamakta ailelerde telaş heyecan koşuşturma …
Herkes elinden geleni yapmaktadır,gelenlerin içinde giyim kuşam hal ve tavırlarından muhterem görgülü kişiler olduğu kendini gösteren iki zatvardır.kendilerine ihtimam gösterirler bu kişiler civar köylerden değildir kız tarafı oğlan tarafından oğlan tarafı kız tarafından olduğu düşünülür hangi taftan olduğu nu sormak yakışık almaz hem ne farkeder ki zaman geçmektedir düğünlerdeki alışılmış sohbetler tanıdıkların hal hatır sorması vb bu arada bahse konu iki muhterem zattan biri bir vesileyle gözden kaybolur. Yavaş yavaş düğün haraketlenmektedir hava kararmıştır izzet ikram oyun sohbet devam eder vakit ilerlemektedir meydanda türküler söylenmekte oyunlar oynanmaktadır bu muhterem zatlardan bir vesileyle ortadan kaybolan diğer muhterem zat gelmiştir meydanda oyuna iştirak eder izleyenleri mest etmiştir çok güzel oyun oynamaktadır köyün ahalisi misafire hürmeten kenara çekilir alkışla bu muhtereme tempo tutarlar başlar oyunla birlikte türkü söylemeğe
Dolayı hasan dolayı
Alt yanıdır kolayı
Alt yanıdır kolayı
..

Devamını Oku
Niyazi Sakar

Bir Düğün Salonundasınız

Düğünü Seviyorsunuz veya sevmiyorsunuz

Davetiyeniz var, yeriniz tam size göre ve boş

İşte o düğün salonundasınız
..

Devamını Oku
Mahir Odabaşı

Her mevsimin kendine has güzellikleri var. Hele bir yılda dört mevsimi yaşamak her ülkeye nasip olmayan bir nimettir. Efendim başlığa bakıp ta yaz mevsimini sevmediğimi sakın düşünmeyiniz. Büyüklerimiz sıcaklıkla, zenginlikten zarar gelmez demişler.Bu yüzden bende yaz mevsimini kış mevsiminden daha çok severim.Çünkü yaz mevsiminde yakıt parası olmaz.Pazar masrafı daha azdır.Çocukların eğitim masrafı yoktur.Bu nedenle ailenin geçim yükü sırtında olanlar için yaz aylarında biraz soluklanma, rahatlama vardır.Romatizma ağrılarında inine çekilmesi işin cabası. Bu haliyle nasıl sevilmez ki mübarek. İşin diğer bir yönü var ki esas rahatsızlığımız bu yüzden. Havaların sıcak olmasına şehir hayatının getirdiği bir takım olumsuzluklarda eklenince sinirler iyice gerilir.’’ Öfke gelir göz karatır, öfke gider yüz kızartır’’ hesabı İnsanlar eften, püften diye tabir edilen küçük şeylerden bile rahatsızlık duyar. Karşınındakinin kalbini incitiverir. Hatta işi bazen daha da büyütür…

Efendim, eviniz merkezi cadde üzerinde olup; hafta sonu 10-15 tane sünnet, düğün konvoyu geçiyorsa veya evinizin yakınında bir kaç tane düğün varsa ve bunlarda da davul, zurna veya diğer çalgı aletleri cuma akşamından başlayıp, Pazar akşamına kadar üç gün çalınacaksa ve siz de rahatsızlığınızdan dolayı sese, gürültüye duyarlıysanız Allah kolaylık versin. Ben davulun sesini seven ve birazda duygusal çalınırsa hemen ağlayabilen birisiyim. Eğer bende çevrede düğün olacakmış ve davul zurna varmış diye duyunca ‘eyvah ne yapacağız bu hafta, köyümüz yakın değil ki köye gitsek, bağ evimiz yok ki orada kalsak’ diye düşünüyorsam bunun irdelenmesi lazım. Dedim ya çocukluktan beri seviyordum diye…

Havalar çok sıcak; evinizde klima yoksa kapıyı pencereyi açmak zorunda kalıyorsunuz.Eğer bu arada da çevrenizde düğün varsa ve sabah 09.00 ‘dan itibaren kontrolsüz olarak yüksek ses gelmeye başlamışsa, sesten rahatsız olmamak için hemen kapıyı pencereyi soğuğa karşı kapatır gibi iyice kapatıyorsunuz.Tatili değerlendirmek adına sınava hazırlanan çocuklarınız varsa, çalışma düzenleri bozuluyor.Bazen de sınav yükü stresinin de eklenmesiyle bu kadar da neymiş, yeter artık deyip defteri, kitabı fırlatıyor ve Off….. be! Adama ders çalıştırmıyorlar diyor.

Bilhassa hastaysanız, başınız ağrıyorsa veya migren türü bir rahatsızlığınız varda, sese gürültüye karşı aşırı duyarlıysanız tabiri caizse canınızdan beziyorsunuz… Biraz sonra da içerde sıcaktan bunalıp, kapıları pencereleri mecburen açmak zorunda kalıyorsunuz. Ve inşallah haftaya bu kadar rahatsız edecek düğün olmaz diyorsunuz. Köyde yaşarken düğünler davullu- zurnalı olsun diye arzularken, şehir hayatının yoğun stresi içerisinde bu temennimiz tamamen ters istikamete dönüştü desek yalan söylemiş olmayız. Çünkü bu fikrimi destekleyen onlarca tanıdık var.
..

Devamını Oku
Mustafa Duyar

Davul gümgüm çalınıyor.
Şen ola düğün şen ola.
Gönle neşe salınıyor.
Şen ola düğün şen ola.

Gelin evden alınıyor.
Şen ola düğün şen ola.
..

Devamını Oku
Hanifi Kara

VELİME YEMEĞİ

Velîme, düğün münâsebetiyle verilen yemek.

Düğünler neşe ve saadet günleri olduğu için, hem sevincin ortaya konması, hem de eş, dost ve fakirlerin doyurulmasına vesîle olması yüzünden dâvetlilere velîme adı altında düğün yemeği vermek güzel bir âdettir

Câhiliye döneminde de velîme yemeği mevcuttu. Hz. Peygamber (s.a.s.) , Hatice vâlidemizle evlenirken iki deve keserek velîme yemeği verdi. Amcası Ebu Talib de bu münâsebetle ziyâfet tertipleyerek Hz. Peygamberi ve Hatice vâlidemizi evine dâvet etti. Resûlullah, diğer hanımlarıyla evlenirken de düğün yemeği verdi; böylece âdetten olan velime yemeği sünnete dönüşmüş oldu. Nitekim Abdurrahman bin Avf’ın evlendiğini duyunca: “Bir koyun keserek de olsa düğün yemeği ver.” demiştir. Bunun en canlı örneğini Hz. Ali ile Hz. Fâtıma vâlidemizin düğünlerinde görmekteyiz. Hz. Ali bu iş için, yarım ölçek arpa ödünç almak üzere zırhını bir yahudiye rehin bırakmıştı. Düğünde çekirdeği çıkarılmış kuru hurma, un, yağ ve yoğurt karıştırılarak yapılan bir yemek ve arpa ekmeği sunulmuştur. O günün şartlarına göre bu, iyi bir ziyâfet sayılırdı. (Asım Köksal İslâm Tarihi)
..

Devamını Oku
Gülhan Özkara

Düğün
Düğün dostlarını gördüğün gündür
Oturup beraber
İtina ile demlenmiş çayı
İçmektir düğün
Düğün dostlarla içilen
İyi içimli bir sigara paketidir
..

Devamını Oku
Ramazan Kocapinar

Düğün Yeri – (TÜRKÜ SÖZÜ)

Düğün yeri, düğün yeri,
Hadi bir kez, dinle beni,
Bitip, tüken, düğün evi,
Gel gör şimdi ettiğini...!

..

Devamını Oku
Turan Akıncı

söz kesimi ırhatından şerbetine
kutlu bir günün adıdır bezgede düğün
düğün sözü alınır çıkılır salvetine
sevinç gününün adıdır bezgede düğünı

Okuntu dağıtılır on gün evvelinden
mendildir peşkildir bir sözdür sözün hası
..

Devamını Oku
Ramazan Kocapınar

Düğün Yeri – (TÜRKÜ SÖZÜ)

Düğün yeri, düğün yeri,
Hadi bir kez, dinle beni,
Bitip, tüken, düğün evi,
Gel gör şimdi ettiğini...!

..

Devamını Oku
Yusuf Tuna

Kuran ile Aynül Cem'de vuslata erilir,
Şeb-i Arus düğün günüdür diyor Mevlana.
Ruh bedenden ayrılır Hak katına varılır,
Şeb-i Arus düğün günüdür diyor Mevlana.

İnsan dediğin varlık bu dünyada fanidir,
Yüce Rabbimiz dünyada her şeye kanidir.
..

Devamını Oku
Bahattin Hamşioğlu

Hakkın rahmetine kavuştuğum gün,
Dostlar toplanıpta bir düğün yapın.
Haklarınızı helâl edin gönülden,
Dualarınızla bir düğün yapın.

Mutluyum Rabbim'e kavuştuğum gün,
Benim için o gün,en büyük düğün,
..

Devamını Oku
Mehmet Demirkapı

gittiğin gün "gül" "düğün" gibi...
döndüğün günde "gül" "düğün" gibi...
..

Devamını Oku
Emine Güllüoğlu

Beyaz gelinlik giymiş hüzün içinde, yaş değil yüreği kan ağlıyor acı içinde, gelin gidiyor istemese de sevmediğine. Ne tanıdı onu, ne de gördü, ak mı karamı? Onu gönlü köyündeki delikanlıdaydı. Annesi, babası, kardeşi hepsi çok mutlu Çünkü damadın sırtı pek, cebi dolu, Gönül bu sevmiş bir kere neylesin parayı pulu. Çaresiz boyun eğdi girdi düğün evine, gözlerine inanamadı sevdiği de gelmişti düğün evine. Sırtında beyaz bir elbise vardı sanki damattı Elinde bir kırmızı gül vardı sanki boyanmıştı kana. Yaklaştı geline gülü verecekken bir şeyler söyledi kulağına. Sonra döndü ahaliye kimseye yar etmem onu dedi. Sonra çekti belindeki silahını ateşledi. Tam kalbinden vurulmuştu gelin yere yıkıldı. Bir kurşunda kendine başı düştü yanına, o da yıkılmıştı yere sevdiğinin yanı başına. Feryatlar figanlar arşa yükseldi. Biri gelin biri damat İki aşığın bedeni yerde kanla birleşti kanla.
..

Devamını Oku
Işık German Ersoy

Kimileri yas tutarken
Kimileri düğün dernek eğlenir
Sonra ortam değişir
O düğün dernekçiler
Yas tutarlarken
Önceleri tutanlar
Düğün dernek eğlenir
..

Devamını Oku
Halis Karadeniz

İslâm dışı âdetler, yakışmaz bize,
Hayırlara vesile, olsun bu düğün.
Gönülden hoş geldiniz, diyoruz size.
Hayırlara vesile, olsun bu düğün.

Her işimize bulaşır, Şeytanın eli,
Din ile bağdaşmaz, töreler seli,
..

Devamını Oku
Hanifi Kara

DÜĞÜNLERDE MEVLİT Mİ OKUTULMALI,
ÇALGI MI ÇALINMALI?

Evlenen çiftler için düğün yapılması insanlık tarihi kadar eskidir. Milletlere ve yörelere göre ayrıntılarda bazı farklılıklar olmakla birlikte hepsinin birleştiği nokta eğlenceye yönelik olmasıdır.

Evlenen çiftlerin yeni hayata neşe içinde girmeleri, eş-dost ve akrabalarını, hatta tüm din kardeşlerini bu sevince ortak etmeleri için düğün yapmaları Hz. Peygamberce (s.a.s.) tavsiye edilmiştir. Peygamberimiz yeni evlenen Abdurrahman b. Avf’a: “Düğün yap, bir koyunla da olsa ziyâfet ver.” buyurmuştur.

..

Devamını Oku
İsmet Zeren

Bugün düğün zamanı düğün
Yüreğimde ki göğün
Umutlarım al al
Umutlarım mor
Korkularım ibrişim
Örün dizi dizi
Yüreklere yelek
..

Devamını Oku
Ahmet Okur

Helal gibi artik bakamadigim haramlar
Cenaze toreni gibi, costurmuyor bayramlar
Bitmedikce basimdaki yorgun diramlar
Bayram gelse ne olur, dugun olsa ne olur..
Gunum SIKISMISSA isle yataga
Attigim adimla duserken bataga
Kral gibi oturmadikca istedigim otaga
..

Devamını Oku