Sonra birdentüm sesler kesiliveriyor Elifim. Bedenim iş makinesiningövdesini çekip koparttığı, kökü toprakta kalan ağaç gibi Elifim. Bir tek kesif barut ve yanık et kokusu duyuyorum. Yüzümün toprak parçalarıyla kaplandığını farkediyorum sonra sonra. Arkadaşlarımın bağırarak koşuşturduğunu görüyorum karanlıkta. Mayın
Bakıyorum apansız
Ayağım yok Elifim. Parçalanmış, kanımla ıslanmış, yanmış pantolonumun ve kopmuş ayağımın farkına varıyorumasıl bu an
Peki nerede postalım? Postalsız ne yaparım ben? Peki ayağıma yapışmış çorabım, böceklerin ısırdığı asker yaralarım nerede?
Bilirmisin Elifim, ben kendimi bildiğimden beri böyle tomurcuk ağlamamıştım hiç
Başımı okşadı Abdullah üsteğmenim.Düğün dağınıngelinlerinden olamadıkbe komutanım dedim ona
Asıl sen oldun oğlum dedi. İşte o zaman aklıma anamın elime yaktığı kına geldi Elifim.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.