Resul’le akıtıp da yaktığın, şu aciz bağrımı
Mağfiretin yağmurlarıyla söndür, güruh kaplı yüzü
Tek tek aç bana hak kapısını, dindirsin ağrımı
İniş çıkışla hep boş dolandım, yakına ver düzü
Vuslatın için tüm ömrüm feda, gör sağalt sağrımı
Niyetim tüm benliğimle hak yol, kaldır at pürüzü
Lütfun arşında zerren kalışta, ben hep ham dolandım
Her pişmiş has aşa su katışta, öz od’um da yandım
Nefsi güzel bir halt sanışta da, iblise aldandım
Maşuk’um sevginle ben kavruldum, yoluna aşığım
Pür ateşten bir gömlek oluşta, hasretimi yaktı
Kahrolsa da gençlik karanlıkta, sensin tek ışığım
Gençlik ve din kardeşin özlemi, kanlı gözden aktı
Kış ve yazlar boşa geçip gitti, saman sapta şığ’ım
Beni azarlar sünnet ve farzlar, hep kaçırdım vakti
Yüzeyde kalan balığın ancak, pisliği varıdır
Hayvan gibi yaşıyanın yemi, arpa ve darıdır
Sözün özünü çözerse kişi, bal yüklü arıdır
Ben tüm kalbimle senle meşgulüm, gönül manaya ma
Her doğana verdiğin pak takva, azığını kesme
Beklerim hep imdada koşmanı, çok günahlı sayma
Beni suçumla bilgilendirip, günahımı deşme
Elbet o gün hüküm vereceksin, beni affsız koyma
Ah keşke toprak olsaydım diyen, dile bakıp küsme
Her yerimde tek sen çarpıyorken, sönmesin ışığım
Gönül gözümle bir tek sana aç, dalmıyor kaşığım
Tüm kâinat üstüme çökse de, ben sana aşığım
Tüm yaptığını öz aynasında, mutlaka görünce
Her can neyi hazırladığını, elbet çözecektir
Kurtla kuzu tüm emelleriyle, boya dizilince
Yaptıklarının karşılığınca, Hakk’ı görecektir
Gör bakalım nefsin çöküşünü, dizi bükülünce
Düğümümü yavaşça çöz Ya Rab, bu affım demektir...
(24.01.2012) AZAP
Kayıt Tarihi : 24.1.2012 13:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!