hele de bana
yok sen sus güvercinler desin
ülkemin
dağlarını
sonsuz gökyüzünde
kanatlarını çırparken nasıl özgürce uçtuğunu
göklerin nasıl seviştiğini mavinin telaşında
anlat mesela
insanları
urbası perperişan yolcunun
benliğinde ki kırıklarda
gözleri geleceği müjdeleyen
ey ateş
dağlı yüreklerin türkü dilinde
hala sevmeyi bilen yurdum insanını..
maviş gülüşlü çocukları
mor çiçekli dağlarını anlat
güneşin doğuşuyla aydınlanan
parıldayan o sapsarı ışıkla
çağlayan Fırat’ı
dolu dizgin bir rüzgar üzerinde eserken
hasretin türküsünü söyleyen Dicle’yi
hep orada kalmışlığımı
anlat bana
bilirsin ne haldedir
serpmeye gelen balıkların çırpınışını
bilirsin değil mi
gün batımlarında
hüzün dağlarına çöken sisi
yalın yapıldak yamaçlarında
ayaklarına dolanan dikenlerin batıp
kan sızan çıplak ayaklarında
çamur deryası bir kışa bulanan
ekmeği elinde ısırırken
çekilmiş fotoğrafında
savrulurken bebelerin
geleceğe dair düşleri
sana ne anlatayım
bu acılar deryasında
vururken beni
sen güzelliklere çağlarken
özlem yüklü bir rüzgar gülüydün
gurbet kuşlarının kanat çırpışlarında
ben öte yüzün de
hep ülkem diye sana akan
biliriz ki aslında hep biriz
uzaklardan yakınlara tamlanan
Bengül Yağıbasan-Vedat Koparan 09.10.2005
sevgili can dostumuz Yaşar Doğan katkıların için çok teşekkürler sevgiler can
Vedat KoparanKayıt Tarihi : 11.10.2005 08:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
özlem yüklü bir rüzgar gülüydün
gurbet kuşlarının kanat çırpışlarında
Güzel bir şiir.Tebrikler.
TÜM YORUMLAR (1)