Gecenin karanlığı çöker üstüme üstüme
Bir rüzgar uğultusu gıcırdatır tahta penceremi
Yağmurun ıslaklığı yüreğimi ıslatır damla damla
Teli kopuk radyodan sisli bir türkü dolanır dilime
Gece uzundur mahpus damlarında sohbetse koyu
Demli çayımı höpürdetirken tellerin ardını görür kalbim
Gözüm görmesede kalp görür dört gözlüdür
Sonra bir düdük sesi yarım kalır güzel düşler
Bu düdük yüreğimi ürpertir kaldırır uykudan
Özgürlüğün özleminden uyandırır ve gerçeğe döndürür
Mahkumun kabusudur bu tiz ses çınlar kulaklarda
Adı mahkum kendi mazlum içi rahattır bedeni tutsak olsada.....
Kayıt Tarihi : 8.5.2019 21:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
Mahpusluk günlerinde bir anda kalpte belirdi...
![Ege Akçay](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/05/08/duduk-26.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!