Sen sabah güneşin doğuşunu beklerken dudakları öpülesi bir kadınsın aslında. Kelimelerin kafiyesiz kaldığı yerdeyiz, Kalbin!
Ben gün doğumunda ki bulutları izlerken seni dudaklarından on kere öptüm bile, şimdi yalnızlığıma bir şarap ile devam edeceğim, nerede mi?
Bizim ismimizin yazılı olduğu bir bankta, ahşap olan bankta, her yudumda ise seni hatırlayacağım, ağaçların esintisinde, dudaklarından çıkan seslerde, saçlarının arasında bile.
Sadece söz konusu sen olduğunda seni unutmak içten bile değil, şimdi hatırlıyorum da sana yazdığım aşk mektupları;
Ne oldu onlara odamın bir kenarında küf mü tuttular acaba yoksa bir kibritle yandılar mı? İşte hayatımda yaptığım en kötü hatalardan biriydi bu Papatya sana aşkımı itiraf edememek, içimde ki volkanı atamamak, yandığımı bildiğim halde aşkımı haykıramamak.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta