Bir ettiğin yarım ayrıldı gitti
Ya o yâri getir ya beni götür
Ahtapot ayrılık canıma yetti
Ya o yâri getir ya beni götür
Çaresiz dert yaratmamış yaratan
Çöl olunca kervan geçmez buradan
Denizden, havadan hemde karadan
Ya o yâri getir ya beni götür
İlâhi: büyüksün nazırın yoktur
Ya o yâri getir ya beni götür
Hasretlik çekmeğin ezâsı çoktur
Ya o yâri getir ya beni götür
Haşa emir değil arzumdur Senden
Himmetini esirgemezsin benden
Senden her gelene razıyım önden
Ya o yâri getir ya beni götür
Attığı ateşle yanıyor gönül
Hayali hülyaya kanıyor gönül
Her saniye gelir sanıyor gönül
Ya o yari getir ya beni götür
Oturtmuştum gönüldeki köşküne
Çıkıverdiğinde döndüm şaşkına
Esmai hüsnandan vedud aşkına
Ya o yâri getir ya beni götür
Kâ’be’de Beytullah binamız için
Fatımatüz Zehra sunamız için
Hadicetül Kübra anamız için
Ya o yâri getir ya beni götür
Leyla derken Mevla bulan mecnunum
Ebû Bekri sıddîk olan meftunum
Yusuf gibi kuyudaki mahkumum
Ya o yâri getir ya beni götür
Aşılmaz dağları aşktır aşıran
Aşksız hımarlardır düzde şaşıran
Gönülden gönüle sevgi düşüren
Ya o yâri getir ya beni götür
Toprağa atılan her tohum biter
Yalınız haddini bilmesi yeter
Gönül yandığında dumanı tüter
Ya o yâri getir ya beni götür
İSLÂMİ’yim doyamadan tadına
Kırmızı elmalar döndü oduna
Âli, Fatma, Hasan, Hüseyn adı’na (r.a)
Ya o yâri getir ya ben’i götür
Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 27.6.2018 00:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!