Dua’yla işleyen bir saatim var - Garip Ç ...

Engin Demirci
947

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Dua’yla işleyen bir saatim var - Garip Çoban

İnsan ve öğlen konuşması
Kasıp kavuran s/özlerden.
Düşten acıdan.
Mahmurlu sabahlar uykusuz gecelerden heceler.
Söze karşı şimşek çakıyor.
Mavinin yeşile gözünden gözüme gizliden hazine vardı.
Neye daha çok üzülmeliyim bilmiyorum, dostlar.

Yıldırım’a sınır vardı doğada bende.
Zamanın anısına bomboş bedenlerden.
Yalnızlık dolu bakış.
Kasıp kavrulsun kendime kelimelee.
Beni gölgelerin yürüyüşünden bulursun.
Gök gürlemesini teşbih edenleri düşünüyorum.
Neye daha çok üzülmeliyim bilmiyorum, dostlar.

Yedi kat gök ve yer yolunu arıyor.
Saydam su altındaki başlığa benzer geceler.
Çağırıyor şems vakti kabrinde az kaldıklarını sananlar.
İlan ediyor hamdeden gönlündeki ışıkdamayla.
Güneşin doğmasından önce doğan dostlar.
Neye daha çok üzülmeliyim bilmiyorum, dostlar.

Su altında dalgalanışı sesin.
Gıdıklarcasına inat eder yakamozlar.
Uyumlu güneşin doğuşundan önceki tatlı taşkınlık.
Zaman durmuş olsa bile, gördüğüm sürece Onlar benden uzaktalar.
Onlar benim varacağım yerden gelirler.
Gerçekten aslında ne varsa, ne muazzam şefkat ve merhametin sesi.
Neye daha çok üzülmeliyim bilmiyorum, dostlar.

Ve anlamıyorum kendi kendimi bile.
Soluk almaya nefes verenin bakışları.
Ömrün ürpertisine rağmen içinde titremekteyse hasretin dizeleri aşk olsun.
Kendinden ayrı olunca gülemiyor insan.
Hatta gülüşleri bile taneciklere parçalanmışcasına mülteci olarak ulaşıyor aynadaki haline.
Oralara kadar gerilmiş görülmez bir ağ oluyor.
Neye daha çok üzülmeliyim bilmiyorum, dostlar.

B/ekliyor dönüşlerini, amacımız belli oluşundandır Hıdırellez sisleri.
Hiçbir şeyin, en güzel sözüdür özlenen.
Be hayatın bir avuntusu oldu geçmeyen zamanlar.
Böyle düşünüyordum ben.
Geleceğin bir görüntüsü değilse geçmiş.
Yaşananlar duasız kabirler gibi bundan ibaretti işte.
Neye daha çok üzülmeliyim bilmiyorum, dostlar.

Ve anlamıyorum kendi kendimi bile.
O kentlerden, sokaklarından, insanlarından gitmeye bir istek yok içinde.
Gizli bir istek dua tadında aslında ne varsa tadı damağımızda kalan.
Ve maşallah!...
Bu düşünmek de neyine.
İnsanın insanda unuttuğu her şeyi tadıver şems vakti.
Neye daha çok üzülmeliyim bilmiyorum, dostlar.

B/aşka ne v/ar’sa bir bir, aminlerle hep öyle.
Ağrısız bir baş.
Üç dört yara ara ara.
Yumuşak ama sessiz.
Huu’lar demi gecenin çobanlarına.
Herkesten üç dört selam.
Neye daha çok üzülmeliyim bilmiyorum, dostlar.

Uykuda olandan kurtulmuş aminler şamatalar.
Gündüzü kundaklayıp, geceyi devirenlere aşk olsun.
Gel sen bunları Esma’da ara demekten b/aşk’a.
Herkeste yük boyunca, edep dua tadında.
Bulut, dolaşır giymiş elbiselerini.
Yıllar var ki tükenmez.
Neye daha çok üzülmeliyim bilmiyorum, dostlar.

Habil ve Kabil’den bu yana.
Kazandık dersin dünyayı.
Son nefeste gelir o derin kaygı herkese.
Eyvah dert bu dünyadan neylersin.
Ve açık kapıdan çıkar ömür ikinci katına.
Küçülmüş ve çürümüştür her şey bir avuç toprağın altında.
Ve güneş yine olağanüstü güzellikte.
Hakka haksızlık etmeyene aşk olsun.
Neye daha çok üzülmeliyim bilmiyorum, dostlar.
(Y.ed - Engin Demirci)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 2.4.2018 03:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ağaç suyu gizli emerse de; gizlediği şey dalından, budağından görünür. Hz. Pir Mevlâna k.s.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Muazzez Manolya
    Muazzez Manolya

    Sorarak ve tavsiye alarak okudum duydum.
    Tebrik ve teşekkür ediyorum

    Cevap Yaz
  • Güner Hacısalihoğlu
    Güner Hacısalihoğlu

    Dua ile işleyen bir saatim var... Başlık muhteşem... Tüm şiirin özeti gibi...

    Kaleminizi okumak insanı ilahi aleme sürüklüyor. Şiirde kayboluyorum...

    Kutluyorum şiirinizi ve sizi... Gönlünüze sağlık...

    Sevgi ve Selamla...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Engin Demirci