Dua'ya Şerh Şiiri - Serdar Özkan

Serdar Özkan
33

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Dua'ya Şerh

Şehrin gri duvarlarına çarpan
varoş çocuklarının dudağındaki dua gibi,
gökyüzüne savrulacak ve eğilip Allahın ellediği çocukları
alınlarından öpecek kelimeler yazmak istiyor ruhum.

Amansız kış gecelerini anımsıyorum.
Ve kısrağını denize süren kumandanın
dudaklarını çatlatan çöl sıcaklarını birde...
Durmadan karanlığa fener tutuyor, güneşe su serpiyorum.

Mavi umutlarını karanlık tapınakların taşlarına asmış,
o ürkek hayatlarından umudu kesmiş kadınların gözyaşlarını;
güçsüz ordularını meleklerin, yaralı tenlerine sürüyorum.

Rahlede risale okuyan müritleri,
bir budist tapınağında uzun saçlarından put'a asıyorum.

Kelimelerden düşler sarkıtıyorum,
iblislerin işgale yeltendiği ürkek yüreklere...

Durmadan surlar örüyorum,
meczupların nöbet tuttuğu kentlerin yamaçlarına.

Hani misketlerini ceplerinde saklayan çocuğun kalbi gibi,
mermer saçaklı pencere pervazlarından
uzun uzun bakan yaşlıların kederi gibi,
sakince denizi izliyor,
şileplerin gölgesinde tütünün sadakatinden medet umuyorum.

İmanın göçüp gittiği kubbelerden alaca bir nara yükseliyor.
Kızıla boyanmış günah, sabahı alaya alan bir eda ile kırıtıyor.
Şehrin tenha patikalarında,
rakkaseleri andıran elbiseleriyle kibirli kontesler yürüyor.
Teni terleyen çanaklardan şarapların buğusu yayılıyor.
Ölü ozanların ve ötelerde yürüyen şiir mısralarının
zambak kokuları yayarak gezindiği ruhumda, fırtınalar dinmiyor.

Kaçak çay saatlerini işgal eden şu sığ sözcüklerin,
ve lambaları yanmayan ıssız sokakların tekinsizliği aşkına!

Kelimelerin gücü neden yetmiyor;
Ağaç dallarına çaputlar bağlayan bakire kızların,
şifalı gözlerle sevdiği adamların yaralarını nasıl sardıklarını anlatmaya?

Serdar Özkan
Kayıt Tarihi : 22.7.2015 22:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Serdar Özkan