Nerde o eski günler.
Dermansız kaldı yorgun hisler.
Hatırı hikayelerde okurdum.
Merhamtsize yoktur tahammülüm.
O zaman bir çift laf söylemek lazım.
Adam harcayanlara son modam.
Ayakta durmaya dermanı yok, acı dilli zalım.
Birgün diyeceksin; Sen neler yaşamışsın be gardaşım! ...
Ne demiş bilgenin biri, beddua etme sakın.
Bir dersin iki dersin, olmadı üçüncüye söversin.
Ben yinede sabırlı olacağım, yeniden doğar belki umutlarım.
Montumun cebinde kalem boya, çizemedim doya doya.
Bekleyene yolun sonu selamet,
Gençlere dayanma gücü,
fakirlere kahır.
Ne güzel demiş şair;
Bu kadar kirli bir dünyada, yüreği temiz kalınırmı gardaşım?
Montumun cebinde kalem boya, çizemedim doya doya.
Karşılaşmak buluşmaktan ötesi,
Sakin durursun duygusuz sanırlar.
Bunaltmazsın sevmiyor sanırlar.
Hesap sormazsın kendin adam sanırlar.
Montumun cebinde kalem boya, çizemedim doya doya.
Kayıt Tarihi : 28.6.2024 22:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir şehirde, yorgun hislerle dolu bir adam yaşarmış. Her gün, geçmişin hikayelerini okuyarak, kaybolan zamanların izini sürermiş. Merhametsizlerin dünyasında, tahammülün sınırlarını zorlarmış. "Bir çift laf söylemek lazım," dermiş kendi kendine, "adam harcayanlara son moda bir sitem göstermek." İstermiş. Yüreği acılarla dolu olsa da, yaşamaya çalışan bu insan dünyada, umudunu yitirmemiş. "Bir gün diyeceksin; Sen neler yaşamışsın be gardaşım!" diye haykırırmış insanlığa. Bilge biri ne demişse de, beddua etmekten kaçınmış. Sabrın sınırlarını zorlasa da, umutlarını yeniden yeşertmeye and içmiş. Montunun cebindeki kalem boya ile dünyalar çizemese de, renklerin hayalini kurarmış. Yolun sonunda bekleyenlere selamet, gençlere dayanma gücü, fakirlere ise kahır dolu bir dünya bırakılmış. "Bu kadar kirli bir dünyada, yüreği temiz kalınırmı gardaşım?" diye sorarmış şair. Ve adam, montunun cebindeki kalem boya ile, temiz bir yürek çizmeye çalışırmış kirli dünyanın tuvaline. Karşılaşmalar ve buluşmalar, duyguların ötesinde bir anlam taşırmış. Sakin kaldığında duygusuz, sevgisini göstermediğinde sevmiyor sanırlarmış. Hesap sormadığında ise, kendini adam sanırlarmış. Ama o, montunun cebindeki kalem boya ile, dünyanın tüm renklerini çizmeye kararlıymış. Çünkü biliyormuş ki, en koyu renkler bile, umudun ışığında can bulurmuş.